11 Ağustos 2012 Cumartesi

oldur beni anne toprak kokmak istiyorum 3

Kalbimin hic tanımadığı duyguları daha yeni yeni hissetmeye başladığı dönemlerdi. Çevremde bir sürü erkek ve kız arkadaşlarım vardı ama bir gariplik vardı.. Mutlu değildim sanki, aradığım başka birşeydi. Her akşam eve gelir odama çekilir ağlardım, noluyordu bana? anlayamıyordum..
Bir gün yine arkadaşlarla beraberdim, beraberdim derken nasıl bir beraberlik? Onlar bi araya toplanır gülüp eğlenirlerken bense bir kenara çekilip içimdeki fırtınaları dinliyordum her zamanki gibi.. Artık arkadaşlarımda alışmıştı durumuma. Yanıma gelip oturduğunu hiç farketmemişim. Taa ki sanki çok derinlerden gelen SELAM sesini duyana kadar.. Selam dedim bende. Neden yalnız oturuyosun? dedi. Bilmiyorum dedim.. Kimse seni anlamıyor hatta kendin bile kendini anlamıyorsun değil mi? dedi, Evet dedim. Bende bu yüzden yanına geldim zaten. Bende aynı durumdayım, seni arkadaşlarından ayrı derin düşüncelere dalmış görünce işte benim gibi biri daha dedim dedi ve ilk defa onun yüzüne baktım o anda kalbim durdu sanki.. Donup kalmıştım ne zaman ayrıldık eve nasıl geldim bilmiyorum. O gün sürekli onu düşündüm, sanki aradığım şey oydu hissedebiliyorum bunu.
O günden sonra hergün buluşmaya başladık. Evleri iki mahalle kadar uzaktaydı bizim mahalleye.. Akrabaları vardı ilk tanıştığımız gün, onlara gelmişlerdi. Böylece aylar geçti.. Artık ailelerimizde biliyordu, ya ben onlara gidiyordum yada o bize geliyordu. Yani her günümüzü birlikte geçiriyorduk ama ikimizinde anlayamadığı birşeyler vardı. Birbirimizi çok seviyorduk, görmeden yapamıyorduk.. Arkadaşlık değildi bu çünkü diğer arkadaşlarımızıda seviyorduk. Bu çok farklı birşeydi, kimseyede soramıyorduk nasıl soralımki? Biz bile bilmiyorduk ne olduğunu.. Bu çok yoğun duyguların etkisiyle bazen mutluluktan bulutlara kadar çıkıyorduk, bazende o küçücük kalplerimize sığdıramadığımız hisler dünyasında sebepsiz yere ağlıyor gözyaşlarımızı birbirimize hediye ediyorduk.. Belki size saçma gelicek ama birbirimizi ilk gördüğümüz günü anlatmıştım. Sonraki ilk buluşmamızda bi ara göz göze gelmiştik ve daha ne olduğunu anlamadan ikimizde sebepsiz yere birden ağlamaya başlamıştık hemde ne ağlama sanki hiç bitmeyecek gibiydi göz yaşlarımız.. İşte o günden sonra bir daha birbirimizin yüzüne uzun süre bakamadık. Hatta çoğu zaman sırtlarımız birbirine dönük oturduk. Bir gören olsa bize gülerdi herhalde ama elimizde değildi ki bakamıyorduk işte! Ama ne olursa olsun çok mutluyduk, artık ne güneşin doğuşunun ne çiçeklerin kokusunun nede kuşların aşk şarkılarının farkındaydık, biz birbirimizde kaybolmuştuk..

2

Taa ki bir akşam evin zili uzun uzun çalana kadar. Kapıyı annem açtı, gelen onun teyzesinin kızıydı. Anneme bişeyler söyledi, annemde hemen babamla bişeyler konuşup bana Sen evden ayrılma biz hemen geliyoruz diyerek aceleyle çıktılar. Bende hemen arkalarından çıktım hava kararmıştı. Beni görmesinler diye onları uzaktan takip ettim, biraz gittikten sonra bizim evin biraz ilerisinde market vardı orada bir kalabalık gördüm. Oraya gidiyorlardı.. Biraz daha yaklaşınca babam koşmaya başladı yerde yatan biri vardı. Bende biraz daha yaklaştım. Babam yerde yatan kişiyi kucağına almıştı, bikaç adım daha yaklaştım ve kalbime binlerce ok birden saplandı sanki.. Yerde yatan benim meleğimdi oda beni gördü eliyle bana gelme diye işaret yaptı. Bana bişeyler söylemek için ağzını açtığında ağzından kan boşaldığını gördüm. Yanına gittim, o güzel başını babamın kucağından alıp kendi kucağıma aldım.
Hafifçe gülümsedi ve Bak dedi. Ne yapmışsın yeni gömleğine? onun kanına bulanmış gömleğimi göstererek.. İki hafta önce doğum günümde almıştı ve birden başını karanlıkta benim seçemediğim kazanın olduğu bir yere çevirdi. Tüh yaa! dedi. Ne demek istediğini anlamamıştım.. Başını tekrar çevirdiğimde ölmüştü, Ondan sonrasını hatırlamıyorum.. Gözümü evde açtım, orada bayılmışım beni doktora götürmüşler, sakinleştirici felan yapmışlar. Uzun süre baygın halde yatmışım. Kendime gelir gelmez ağlamaya başladım kimse müdahale etmeyin demiş. Tekrar kendimden geçene kadar ağlamışım.
Ondan sonraki günlerde gözyaşlarım hiç dinmedi, aradan iki ay filan geçmişti. Bir gün anneme onlara gitmek istediğimi söyledim, annem önce kabul etmedi ama yalvarmalarıma dayanamayıp bir şartla kabul etti. Gideriz ama orada ağlayıp annesini üzmeyeceğine söz verirsen.. Bende söz verdim ve gittik. Bir süre oturduk ama ben kendimi zor tutuyordum ağlamamak için.. Bak oğlum dedi annesi. Birbirinizi ne kadar çok sevdiğinizi hepimiz biliyoruz, ne kadar üzüldüğünüde biliyorum ama senden bir ricam var dedi. Kızım son nefesini senin kucağında vermiş, bana son anlarını anlatmanı istiyorum dedi şaşırdım. Nasıl anlatabilirdim ki.. Anneme baktım boynunu büktü. Bende onu üzmeyecek şekilde anlattım ama bir ara karanlıkta yere bakıp Tüh yaa! dediğini anlamadığımı söyleyince annesi bana sarılıp öyle bir ağlamaya başladıki.. Bende zaten zor tutuyordum kendimi, ikimizde uzun süre ağladık.

3

Biraz sakinleştikten sonra artık bu dünyada yaşamam için bir sebebin kalmadığına karar vermeme sebep olan şeyi anlattı. O gün annesi evlerinde benim çok sevdiğim yemeği yapmış, Anne demiş. Ayhan bu yemeği çok sever, bizim yiyeceğimiz kadarını ver ben Ayhanlara gidip onunla beraber yiyeceğim demiş. Anneside yalnız göndermemek için yakınlarında oturan teyzesinin kızıyla bize göndermiş. Yolda gelirlerken teyzesini kızı Sen biraz bekle bende marketten içecek bişeyler alayım demiş. Kaldırımda beklerken bir araba vurup kaçmış, bize yakın oldukları için teyzesinin kızı hemen bize haber vermeye gelmiş. O akşam o karanlığa bakıpta Tüh yaa! dediği şeyde bana getirdiği yemeklerin dökülmüş olmasına üzüldüğü içinmiş..
Son anlarını yaşayan birisinin canından daha çok bana getirdiği yemeklerin dökülmüş olmasına üzülecek kadar seven bir kalp daha varmıdır şu lanet dünyada??? Başkasını sevebilirmiyim artık? Aşık olabilirmiyim başkasına? Tahammül edebilirmiyim artık saçma sapan şeylerin adını aşk koymalarına? Bizim yaşadıklarımızı bilemesekte gerçek aşktı.. Bunu şimdi biliyorum ama o bilmiyor. Bir gün birbirimize bir söz vermiştik, hangimiz önce ölürsek diğerimizi Cennetin kapısında bekleyecekti.. Şimdi bende bilmeden yaşadığımız duygunun gerçek aşk olduğunu, o aşkı sonsuza kadar yaşayacağımız cennetin kapısında beni bekleyen meleğime anlatmak için gelmesi için hergün yalvarıp dua ettiğim beni ona kavuşturacak kişiyi bekliyorum AZRAİLİ..

O öldükten sonra bugün bu hafta sonu aşkımla buluşacağız. En güzel elbiselerimi giymeliyim, hangi gömleğimi giysem acaba? Yanakları gibi kırmızı olanımı yoksa gözleri gibi kapkara olanımı yada kazanın olduğu gün kanıyla üzerine çiçekler yaptığı gömleğimi mi? Ne kazası yaa! nerden çıktı şimdi off.. Ben en iyisi son buluşmamızda başını omzuma koyduğu o kokan gömleği giyeyim. Evet evet bu daha iyi.. Anne ben çıkıyorum ONAMI? Tabiki anne yaa, her hafta sonu kiminle buluşurum ben? İyide niye ağlıyorsun ki? Şimdi ben annesinden izin almalıyım..

- Günaydın, müsade ederseniz kızınızla gezeceğiz biraz.
- Tabi oğlum, ona iyi bak olur mu?
Bak buda ağlıyor, noluyo bunlara anlamıyorum.. Koşar adımlarla gidiyorum aşkıma. Bu yolda ne kadar uzun her zamanki gibi bekçi amca karşılıyo beni
- Hoşgeldin oğlum. Oda seni bekliyordu.
- Biliyorum, günaydın aşkım ben geldim..
Bak hala yatıyo hemde bembeyaz gelinliğiyle. Yanaklarına küçücük bir öpücük kondurup uyandırıyorum onu, her zamanki gibi toprak kokuyor meleğim. Uzatıyor kollarını yattığı yerden, tutuyorum ellerinden tüy kadar hafif.. Ne kadarda güzel meleğim benim.
- Hoşçakal bekçi amca!
Bak koskoca adamda ağlıyo.

- İyi eğlenin olurmu?
diyor, kirli sakallarından süzülen yaşları silerek. Allah’ım onunla olunca ne kadar mutluyum ki, bir ara gözgöze geliyoruz, bakmamalıydık yine ağlıycaz.. Ne kadar ağladığımızı akşam ezanını duyunca anlıyorum. İşte bu günde bitti, gitmeliyiz bekçi amca kızar sonra.
- Hoş geldiniz iyi eğlendinizmi bari? neler yaptınız bakalım?
- Ağladık akşama kadar her zamanki gibi.. Ha evet, hadi meleğim sen yat ben haftaya yine gelirim. Bir gün diyorum.. bir gün bende bembeyaz damatlıklarımı giyip geleceğim yanına, kapkara gözlerini açarak yalvarırcasına.. Çabuk gel olur mu? diyor. Yakında meleğim çok yakında biliyorum, şimdi iyi geceler..
- Geldim anne!
- Hoşgeldin oğlum.
ÖLDÜR BENİ ANNE TOPRAK KOKMAK İSTİYORUM!”ALINTIDIR.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder