5 Haziran 2013 Çarşamba

Devlet Sırrı Sezon 1


lisedeydim. hayatımın en mal dönemiydi. bizim liseye de çok yakın bi dersane vardı. okula gelip giderken hep önünden geçtiğimiz. bnm de kuzen var bu dersanede, amcaoğlu yani. arada girer uğrardım yanına falan. yatılı olduğumuz için hafta sonlarından bahsediyorum. çarşı izinleri falan.. neyse bi gün yine gittim ben amcaoğlunu görmeye. tabi o zamanlar yakışıklı ve cool bir ergenim. ya da öyle düşünüyorum, sahip olduğum tüm ergen egosantrizmiyle... sivilcelerim geçmiş falan. karı kız kesiyorum gittikçe. bnm kuzen dedi ki, bi gün seni bi kız sordu abi... tanışmak istemiş falan... dedim bi siktir git olum ya. bizim orası ufak bi yer olduğu için böyle kızlar falan sormazdı yani. alışık olmadığım bir şeydi. neyse, yemin etti hem de çok güzel kız ya senin şu sevdiğin bi karı var ya aynı o yemin ederim dedi.(avril lavigne den bahseidyo, o zamanlar daha ünlü değildi. kimse tanımazdı... ) siktir git lan dedim o karıdan bi tane var olum dedm falan. neyse. tanıştır bakalım o zaman dedim. gittim ben kızla tanışmaya. amk karı ilik gibi manita harbiden de. babası işi gereği sürekli yer değiştirdiği için okula gidemiyomuş. babası bunları da götürüyomuş. bu da dışardan lise okuyup okul niyetine dershaneye gidiyomuş. baban ne iş yapıyo dedim. arkeolog dedi... o kadar ilginç gelmişti baştan...
(tinttlf ?, 10.06.2012 23:44)

dedim ne işi var ya arkeologun burda. kazı alanı yok ki amk. açılacak yeni dedi. tamam dedim çok kurcalamadım çünkü karının memelerine ve bacaklarına odaklanmıştım tüm abazalığımla. muhabbet ettik falan konusuyoruz. ben senden çok hoşlanıyorum daha önce de görmüştüm falan dedi. bi garip geldi bana da böyle pat diye söylemesi. ama varoş mahalle çocuğunu oynamıyorum tabi. cool takılıyorum. dedim valla ne yalan söyliyim benim de sana dibim düştü amk dedim (aslında ben de sana karşı boş değilim dicem diye korkmuştum o ara). falan filan buraları uzatmıyorum. öle biz bunla çıkmaya başladık. o zamanlar peder benm cep telefonuna el koymuş. karıyla msjlaşamıyoruz bile. karı da zengin amk. gitti bana bi tane nokia 7250 aldı. amk ne telefondu o zamanlar. öyle taşaklı bi hatundu yani.. neyse biz bunla msjlaşmaya falan da başladık. gizli gizli dershane dışında da buluşuyoruz. çünkü amk orospu çcouğu babası gelip alıyodu dersaneden. babası kazı alanına gittikçe bu da evden sıvışıyodu. annesi olmadığı için.. annesi ölmüştü kızın. zaten bu yüzden babası her yere götürüyordu bunları. bırakamıyo arkasında. neyse... üstünden çok zaman geçti ancak bu kadar hatırlayabiliyorum. devam edelim. biz bunla pastane kafe, pideci köşelerinde buluşmaya başladık. yiyişiyoruz falan. tabi ben abaza bir ergen olduğum için kasık ağrıları çekiyorum o dönemler. karıya dokundukça taşaklarım ağrıyo. dedim bu böyle olmicak amk. bişey düşünmemiz lazım...
(tinttlf ?, 10.06.2012 23:46)

babası bi kaç günlüğüne ankaraya gitti. kız dedi gece sen eve gel. bunlarda bi site de kalıyolar. amk ev sahiplerini tanıyorum ben. dedim ben o eve giremem amk. ya bnm için yapamaz mısın ya dedi. hem kendin için de yapmış olcaksın dedi. hatta bu cümleden sonra msja yazdığı göz kırpan gülümse işareti hala gözümün önünde(;)) neyse amk benm libido beyin sıvıma karıştı bi anda. vücumdaki bütün kan sikte toplandı. doğal olarak orayla düşünmeye başladım. gelirim dedim ya tamam gece geleyim. bizimkiler yatmasını bekledim. gece yarısından sonra da çıktım evden. yaklaşık 10 km. yolu yürüdüm o enerjiyle...
(tinttlf ?, 10.06.2012 23:47)

gittim ben eve. amk evde doğru düzgün mobilya yok. yani bizim alışık olduğumuz ne bileyim bir vitrin yok salonda. her an taşınacaklarmış gibi bir hava var evde. adam akıllı yerleşilmemiş. hep arkeolojiyle ilgili de şeyler var. resimler, papirüse benzeyen kağıtlar falan... baban eve iş getiriyo herhalde:) diye iğrenç bi espiri de yapmıştım.. neyse, geçtik biz salona iki tane koltuk var zaten biri 3lü biri 4lü koltuk.

kardeşin nerde dedim.. uyuyo dedi..
içeri geçtik... kalbim yerinden çıkacak gibiydi. izlediğim bütün aşk filmlerindeki romantik kareler gözümün önüne geldi.. zaten içeride loş bi ışık vardı. elini tutayım. hafif hafif yanaşayım. romantik romantik takılırız falan diye binlerce farklı düşünce geçmeye başladı aklımdan. ama öyle olmadı. kız bir anda hayvan gibi üstüme atladı. tabi biz koltuğa hafifçe uzanamadık. direk kapaklandık amk. nese toparlandık falan ama hayvanlar gibi sevişiyoruz. kız üstünü çıkardı. benim direk nevrim döndü kendimi kaybetmişim ve o sırada bir anda elim koltuğun baş ucunda duran sehpanın üzerindeki bir şeye sert bi biçimde çarptı. pot diye bişey düştü yere epey ağır olduğunu sesinden anladım. ama korktum, baya bi dönüp bakamadım. hele ki kızın hih!! ünleminden sonra...
(tinttlf ?, 10.06.2012 23:52)

hepiniz behzat ç mi izliyosunuz pezevenkler
(tinttlf ?, 10.06.2012 23:52)

kızın bi capsini vereyim bu arada bende millet gelene kadar...

http://tinypic.com/view.php?pic=2vcdc01&s=6
(tinttlf ?, 10.06.2012 23:53)

@65 sabır büyük bi erdemdir. bekle. giriş yapmaya çalışıyorum sadece. hızlı hızlı geçtik kaç aylık şeyi sıkıcı olmasın fazla diye
(tinttlf ?, 10.06.2012 23:56)

döndüm baktım. mermer bi heykeldi bu. her yerde görülebilecek cinsten. müzelerde çöpün üstüne koysalar eğreti durmazdı yani. o kadar sıradandı. çıplak bi adam figürü. ama benim için artık sıradanlıktan çıkmıştı. çünkü bir bacağı kırılmıştı. kafamda sorular dönmeye başladı:

- acaba önemli bi şey miydi
- başıma bi şey gelir mi?
- kızın başına bi şey gelir mi?
- lan kızı ne zamandır düşünür olmuşum? aşık mı oldum yoksa...
- bu saatten sonra hala benimle sevişmez herhalde...

kafamı toplamam lazımdı..

- önemli bi şey olsa evde tutmaz herhalde diye düşündüm..

kıza döndüm. rengi solmuştu. ama beni yatışmara çalışırcasına bi hali vardı. sorun değil dedi. o kadar önemli değildir herhalde...

o gece hiç uyuyamadım...
(tinttlf ?, 11.06.2012 00:01)

bu arada kızdan bundan sonra avril diye bahsedicem... kendime de antonyo demeyi planlıyorum... (dediğim gibi bu daha önce anlattığım fakat hard disc in silinmesiyle kaybolmuş bi hikaye... o zaman da anlatırken kendime antonyo demiştim. sonradan piçin biri de aynı şeyi yaptı... yeniler benim ondan arakladığımı düşünebilir. amma lakin ki öyle değildir.)

yoksa ismim tabi ki normal bi isim amk. hatta amcam öldükten sonra ben doğmuşum. bana onun adını vermişler.
(tinttlf ?, 11.06.2012 00:03 ~ 02:23)

neyse sabah oldu. benim aklım heykelde amk. diyorum arkeolog kayın pederim bana bi hyundai getz almadan beni sikecek.(hatırlayanlar bilir, getz ilk çıktığında reklamında bi arkeolog arabayla dinazor parçaları mı ne, bişeyler taşıyodu. bu hadise de aramızda espiri olmustu) neyse; napcaz dedim hatuna bu olayı ört bas edebilir miyiz?
olmaz ben babama yalan söyleyemem dedi. ..

hassiktir dedim ya adam heykeli geçtim kızı siktim diye vurur önce beni.

yok ya babam öle biri değildir falan dedi. ama rahatlamış mıydım? hayır!

neyse 2 gün geçti babası geldi kızın. kız beni aradı:
-babam seninle tanışıp konuşmak istiyo. bize gelecekmişsin.

aha dedim deplasmanda bu beni siker. yaa gelemsem falan dedim. baktım kız bozuluyo. bi yandan da aşık olmaya başladım küçük avril ime. tamam dedim gelelim madem. gelelim de, heykelin nasıl kırıldığını sormadı mı baban?.

- şey, aslında biraz da o konu hakkında konuşmak istiyo olabilir ihi falan yaptı bu.

hah dedim olum tongaya geldik bakalım. neyse baktım olacak gibi değil kalktım gittim kızın evine. kapıyı çaldım...
(tinttlf ?, 11.06.2012 00:06)

bu arada beyler okuyan var mı? arada yorum yapın lan...
(tinttlf ?, 11.06.2012 00:07)

du bakalım kızın bi capsini daha vereyim:

http://tinypic.com/view.php?pic=qraqrs&s=6
(tinttlf ?, 11.06.2012 00:10)

neyse kapıyı çaldım. kardeşi açtı.
geçtim içeri. babası benim kızı siktiğim koltukta oturuyo. kafamdan bi sürü piçlik geçiyo ama bi yandan da göt korkusuyla:

iyi akşamlar efendim dedim.

gel bakalım delikanlı otur falan dedi. geçtim ben diğer koltuğa. avril yok mu dedim. odasında o cezalı dedi.( bu ne lan amk ilk okullu mu kız? normalde benden bi yaş büyüktü. yani üniversiteye gidecek yaştaydı. muameleye bak dedim içimden... ) neyse kafamı toplayıp ortama odaklandım...
(tinttlf ?, 11.06.2012 00:14)

@81 kopyala yapıştır yapmıyorum pampa. yazıyorum lan. yani tamam hepsini yazmıyorum ama düzenliyorum yine de. unuttuğum şeyleri ekliyorum ara ara... sakin olun. işiniz mi var amk. gidip ferre izliceksiniz nasılsa... okuyun pişman olmicaksınız. durgun ilerliyo biliyorum ama lise dönemim. çok atraksiyonlu değildim o sene... sabredin...
(tinttlf ?, 11.06.2012 00:16)

-siz söze başlamadan ben bi açıklama yapayım isterseniz dedim.
-kes lan dedi. ben yokken benim evime girim, şahsi malıma zarar veriyosun neyi açıklicaksın olum dedi.

hassiktir amk.adam sert çıkmıştı lan. bende diyodum ki arkeolog falan anlayışlıdır. öyle bi imaj çizmiştim kafamda. en azından kızı konusunda...

boncuk boncuk terliyorum ben. ne diyeceğimi bilemedim. allahtan avril yetişti imdadıma. odasının kapısından çıktı gülerek. ya babişko yaaa falan diye. noluyo lan dedim. kız da mı işin içinde. böbreğimi mi çalcak yoksa bunlar amk diyorum. meğer adamla konuşmuş kız ben gelmeden çözmüşler işi. daha doğrusu kızına öyle söylemiş piç kurusu. tamam sorun değil falan demiş kıza. ama bi gelsin tanışalım diye de eklemiş. kızda beni ondan çağırmış. tabi ben bunları sonradan öğreniyorum. olay esnasında şoktayım. kız geldi yanıma otrudu pat diye. merak etme hayatım biz konuştuk babamla dedi. ama ben hala mala bağlamışım. hoşgeldin diyo bi yandan, ben tamamen refleksif olarak hoşbulduk diyorum. yaşadığım dumuru atlatamamışım falan. neyse adam bu sefer normal konuşmaya başladı. avrilden bi yaş küçükmüsün bi de kereta falan diye girdi lafa. iyice mal oldum. baştan verdiği tepki bile daha normal karşılanabilirdi. evet efendim dedim. bırak ya bu efendimleri falan ekrem de bana dedi. (ekremi tamamen uyduruyorum)

http://www.google.com.tr/...naog4gszu6ckaw&zoom=1
(tinttlf ?, 11.06.2012 00:21)

avrille kardeşi kalkıp mutfağa geçtiler.

ben tabi hala huzursuzum. heykel olayını sordum. bişey olmaz merak etme ama kazı alanına gel bi tutanak tutalım bunu bulduğumuzda kayıtlara geçirmiştik nereye gitti ne oldu diye soracaklardır bi belgemiz olsun dedi. e dedim bana nolcak ondan sonra. bişey olmaz çalışma zaiyatı deriz dedi.

dedim çalışma zaiyatı ne lan. benim bildiğim eğitim zaiyatı olur . neyse tamam madem dedim. yırttık diye seviniyordum...
(tinttlf ?, 11.06.2012 00:22)

neyse ben ertesi gün aradım avrili. tarif etsin diye şu kazı alanını. su çıkan yamacı diye bi yer varmış biliyo musun? ordaymış dedi. bende bilmiyorum ne bileyim amk.

benim pederi aradım sordum. napcan lan sen su çıkanı dedi. dedim baba tarih dersinde lazım oldu. antik yerleşim alanıymış. haa tamam o zaman deyip tarif etti. etti ama afedersin anasının amında bi yer. gittim. baya yayılmışlar zaten ekipçe. ilerden farketmek zor olmadı.

toprak yollardan paldır küldür ilerliyorum. elinde toprak kasaları taşıyan bi kaç kişiye adamı sordum. ilerdeki çadırda dediler. gittim çadıra. siki taşşaa yaymış oturuyodu piç. bende sanıyodum ki akşama kadar toz toprakla uğraşıyodur. iyi günler ekrem(!) abi kolay gelsin deyip yanına gittim. gel bakalım antonyo dedi. tutanağı ben hazırladım. sen de imzalayıver...

ergen beynimi sikeyim. orada hayatımın hatasını yaptığımı nerden bilebilirdim...
(tinttlf ?, 11.06.2012 00:24)

ben tutanağı imzaladım. tepesinde harbiden de eşşşek kadar zarar tutanağı yazıyodu. iyi lan dedim demek ki bu tip şeyler hep yaşanıyomuş kazılarda .

eh be amcık ağızlı antonyo hiç mi düşünmezsin bu adamlar niye fırçalarla sile sile kazıyolar bu toprakları. bi de mis gibi ifade yazdık. ben bu avrilin babasını ziyarete geldiğim sırada kazı alanından çıkarılan esere kalıcı zarar verdim diye. onu da imzaladım bi güzel.

gel bi kahve içelim karşılıklı dedi kızın piç babası. bende düşünüyorum. ulan iyi yırttık adamla kanka olduk. kahve falan içiyoruz diye. neyse hava güzel. dışarda çadırın önünde iki tane portatip sandalyeye oturduk. garibim bi tane de arkeoloji öğrencisi bize kahve servisi yaptı. sonra bizim kayın peder esas mevzuya geldi.
(tinttlf ?, 11.06.2012 00:27)

olum reserved yazıp duracağınıza biriniz de bi yorum yazın da tepki görelim lan:)
(tinttlf ?, 11.06.2012 00:27)

neyse kızın pederi esas mevzuya geldi.

- artık bana borçlusun antonyo.

dedim nası yani ya. imzaladım ya işte tutanağı. işte dedi o yüzden borçlusun. sen biliyo musun ki dünya tarih mirasına zarar vermenin cezası nedir. çürüsün evlat dedi.

haydaa amk. kahve boğazımda kaldı , gözlerim doldu. düşünün lan daha 17 yaşındayım. lise 2 deyim. eski sistemle tabi. hazırlık okmustuk biz. yani çocuğum amk. bi yandan da olgun davranmaya çalışıyorum.

o zaman neden evinde tutuyosun arkadaş dedim. sen de benim kadar suçlusun... güvenlik için dedi. ayrıca işi zorlaştırırsan, kızımla birlikte olmana karşı çıktığım için bana kızdığını, buraya geldiğini, hatta saldırdığını, kazanın bu sırada olduğunu söylerim... şu tırnaklarıyla toprakları kazıyan gençleri görüyo musun? hepsinin kaderi benim elimde... ben ne yapın dersem onu yaparlar. sence az önce söylediğimi doğrulayacak kaç şahit bulurum burdan dersin?

orospu çocuğu...

tamam dedim. peki. öyle olsun.

borcumu nasıl ödeyebilirim?

istanbul'da yaşamaya başlayacaksın. ben sana sporcu bursu ayarlayacağım. orda bana yardımcı olabileceğin bazı işler var dedi.

dedim bu imkansız amk. ne yapar ne ederim. bizimkilere ne derim. teklif geldi kolejde çok daha iyi bi eğitim alıcam bedavaya dersin buna karşı çıkmazlar dedi.

bu arada size kendimle ilgili bi kaç şey anlatmam gerekiyor:
(tinttlf ?, 11.06.2012 00:35)

lise 2 ye kadar anadolu öğretmen lisesinde okudum. lisenin basket takımının kaptanıydım. bölgesel ligde oynuyoduk sadece. zaten çok ta iyi bi takımımız yoktu. bölge de ege bu arada. okulu artık belki tahmin edersiniz. çünkü öğretmen liselerinden takımı olan pek okul yok. neyse ben takım kaptanıydım. daha önce zaten bi kolejden teklif almıştım ama gitmek istememiştim. cemaat kolejiydi. onlar da bedava okutalım demişlerdi. ailemin de haberi vardı. bi yandan için için gitmemi istemişlerdi biliyorum.

kayın pederin bahsettiği bursta böyle bi burs işte. neyse kısa bi bilgi verdikten sonra devam edelim.
(tinttlf ?, 11.06.2012 00:36)

bu arada bi şey daha var... başımdan geçenleri anlatıyorum.
(tinttlf ?, 11.06.2012 00:37)

neyse ben ilk başta reddettim ama adam bana resmen şantaj yaptı. avril de istanbul da olucak seneye dedi. kanıma girdi. içine girdiğim takun vehametini gib sevdamdan ötürü kavrayamadım. adam resmen kendi kızıyla beni kandırmıştı.

ailemle konuşmam gerek dedim. kalktım gittim. akşam üstüydü. oturup pederin gelmesini beklemeye başladım. akşam yemeğine geldi. yemekte tadımız kaçmasın diye yemeğin sonuna kadar sabrettim ve bizimkilere mevzuyu anlattım. bi arkadaşın babası aracılığıyla istanbulda bi kolejin bana teklif getirdiğinden bahsettim. bizimkile bu kez pek sıcak bakmadı. çünkü daha önce gelen teklif küçük bi şehirdeki küçük bi okuldu. bu kez istanbul olması bizimkileri endişelendirdi. babam karşı çıktı olmaz dese de ben çok istediğimi, geleceğim için çok önemli olduğunu söyledim. ikna etmem biraz zaman almıştı.

aradan bi kaç gün geçti. bu arada benim kayın peder huur çocuğu okulu ayarlamıştı bile. anadolu yakasında, çok ta ön planda olmayan, gibindirik te bi basket takımı olan bi takımdı. benim peder biraz soruşturmuş. okulun takımı iyi olmadığı için orada ne öğrenci ne de sprocu olarak bi geleceğim olmadığı konusunda kararlıydı. ama güçlü bi takım kurmayı hedefliyolar baba. seneye daha farklı oalcakmış deyip allem edip kallem edip ikna ettim. yolculuk vakti gelmişti...
(tinttlf ?, 11.06.2012 00:39)

neyse, nisan ayının sonlarıydı. seneye adaptasyon problemim olmasın diye okulun son aylarına yetişeyim deyip bizimkileri ayarttım. karşı tarafta zaten hiç bi problem olmadı.

alelacele toparlandım ben. kayın peder bini dönem bitene kadar yurtta idare et sonra sana bi ev ayarlicam dedi. yaptı da söyeldiğini. okul bitmeden anadolu yakasında okula uzak sayılmayacak bi mesafeden bana bi ev ayarladı.

neyse ben gittiğim okula çabuk alıştım. zaten yakışıklı sayılabilecek(enaniyet gösteriyorum) bi insan olduğum için kızların; basket takımında olduğum için de erkeklerin aleni bi ilgisi vardı üstümde.

haziran başı gibi kayın peder aradı. sana birini gönderiyorum diye. bazı konularda sana yardımcı olacak...

başladım beklemeye…..
(tinttlf ?, 11.06.2012 00:42)

ismimin anons edildiğini duydum. ziyaretçim varmış.
k.pederin dediği adam olsa gerek diye düşündüm. çıktım.

orta boylu 1.75 falan, incin saçlı fit görünümlü 40 - 45 yaşlarında bi adam geldi. mrb delikanlı ben bay x (buna da bay x diye hitap edicem. yakışır çünkü bine) dedi. benimle geleceksin.


çıktım gittim. iyice arkaü başı kaybetmişim nasılsa. ne tak yiyeceğimi bilmeden, sırf k. peder bana yardım edeceksin dedi diye kalkıp ebesinin sevgi gelmişim zaten. onunla da giderim amk.

neyse bindik bi tane arabaya. aldı arkaürdü beni. çok ta modern görünmeyen ama varoşta sayılmayacak bi yerdi. ismini vermiyorum çünkü okulu tahmin edersiniz.

neyse bi apartmana girdik. ordan da bi daireye. ben adamın evi sandım. eşyalı falan dı çünkü. bay x bana dönüp:
(tinttlf ?, 11.06.2012 00:46 ~ 02:23)

@134 dedik ya olum önceden anlattım diye. silindi dedik. yeniden yazıyoruz dedik. kafanız nerde amk...
(tinttlf ?, 11.06.2012 00:47)

geldiğimiz yolu hatırlıyomusun dedi.
evet dedim.
şimdi çıksan geri gidebilir misin dedi.
giderim dedim.
peki geri gelebilir misin dedi. d
edim amcık dalga mı geçiyon lan.
gelirim tabi ki dedim.
iyi dedi al o zaman. bana bi anahtarlığa takılı iki anahtar verdi.
- burası artık senin. eşyalarını topla gel. ulan var ya o an her şeyi unuttum. son aylar yaşadığım depresyon. avrilden ayrı kalışımız. uzun telefon görüşmeleri. ailemi özleyişim. hepsi gitti amk. daha 18 yaşıma girmeme bi kaç .. varken, bi evim oldu. hemde dayalı döşeli. bildiğin ev. kayın peder ev deyince ben cemaat evi canlandırmıştım gözümde çünkü. yani böyle öğrenci evi. 5-6 kişi kalırız diye ummuştum. ama bu resmen.. süperdi lan…
(tinttlf ?, 11.06.2012 00:51)

sonra bay x gibtirip gitti. koşarak gittim o yolu resmen. bi hışımla girdim. eşyalarımı toplamaya.

elemanlarla vedalaştık falan. diyorum bi de gelin lan beklerim falan hava yapıyorum.

neyse aldım valizleri düştüm yola. kapı da görevli durdurdu.
– gel la buraya nere gidiyosun amk.
– eveeee dedim.
– izin kağıdını görelim yavrum dedi.
hassgibtir. olum yurt lan orası. aradım kayın pederi. dedim mesele böyleyken böyle. tamam bekle orda halledicez dedi. sonra kapıdaki görevlinin telefonu çaldı.
ağzından sadece iki kelime çıktı.
tamam.
(telefonu kapatmadan önce)
ve bana:
tamam.
kapıyı açtı.
çıktım gittim. ama herifin suratını hiç unutamam. o zaman anlamıştım. ben hep o haberlerde gördüğümüz; siz benim kim olduğumu biliyo musunuz diyen adamdım artık okulda.
(tinttlf ?, 11.06.2012 00:52)

neyse devam:
çıktım gittim ben. evimin kapısını açtım. o anki sevincimi anlatamam. valizleri nasıl sokacağımı bilemedim kapıdan içeri. odaları gezdim hemen. kullanabileceğim her eşya vardı neredeyse. çok lüks veya yeni olmasalarda, bi çoğunu hemen sahiplenmiştim. mutfağa baktım. allahtan yurttaki geceleri mutfak patlatmalarımız sayesinde biraz mutfağa aşinaydım. buzdolabını açtım. bi sürü ıvır zıvır vardı. hazır yemek diyebileceğimiz bi sürü şey. yiyecek içecek vs. ulan dedim bu adam bana ne yaptıracak bilmiyorum ama iyi bakıcak orası kesin...
(tinttlf ?, 11.06.2012 00:54)

abur cubur bişeyler alıp gittim salona yayıldım. açtım televizyonu. o anki keyfimi tarif edemem size.
yurtta tek tlevizyondan 50 kişiyle kurtlar vadisi izlemekten o kadar bıkmıştım ki…
sonra telefon çaldı. arayan benm o.çocuu kayın pederdi.

- yerleştin mi.
– evet dedim sağolun her şey için.
– pis pis güldü. ne demek dedi. sen de benim oğlumsun artık. avrille konuştuk bugün dedi. seni ziyarete gelmek istiyomuş. izin verdim. bi kaç gün orda olucak. ona göz kulak ol.

dedim bu nasıl iş aga ya. amerikalılar bile yapmıyo bunu. adamın nası bi huur çocuğu olduğunu iyice anlamıştım artık. ama bi yandan da sevinmiştim lan. aşkım geliyodu. evim de vardı. daha ne isteyebilirdim ki…
(tinttlf ?, 11.06.2012 00:55)

bi kaç gün sonra avril yanıma geldi. kardeşiyle hemde. biraz birlikte oturduk.

sonra biz içeri geçtik avrilimle. çektiğim çileye değdi diye düşünmüştüm o an. her şeyi silmiştim zaten artık. hayatım gittikçe taka sarıyodu. okul mokul hak getire. avrilimle olmaktan başka gözüm hiç bişeyi görmüyodu.
neyse buralarda ayrıntıya gerek yok. yaz geldi. okul bitti. ben memlekete gittim. bizimkilerle hasret giderdik bi kaç hafta.

sonra bi gün kayın peder aradı.

– ailene yaz kampı var deyip istanbula döneceksin. 5 temmuzdan önce orada ol.
(tinttlf ?, 11.06.2012 00:58)

@148 belli olmaz panpa valla.
(tinttlf ?, 11.06.2012 00:59)

kalktım gittim ben. evdeydim.
kapı çaldı.
gelen bay x ti.
bana iki tane adres verip, kimseye bişey demeden ilkinden aldığım şeyi ikinciye arkaürmemi söyledi.

bi tomarda para bırakıp gitti.

eveeeet. kışın yediğimiz hurmaların arkaümü tırmala vakti gelmişti.
hayır diyecek halim de yoktu.
peki dedim.
zaten böyle bişey olacağını tahmin etmiştim.
liseli bir ergen olduğum için çok dikkat çekmeden halledebilirim diye düşündüm.
hazırlanıp çıktım. istanbulu çok iyi bilmediğim için kendi başıma gidemeyeceğimi düşünüp bi taksiye bindim.
ama elimdeki adresi direk veremezdim. ilçeyi ve semti söyleyip beni o civarda bulunan sahaflardan birine arkaürmesini istedim.
çünkü adreste sahaf…, sahaflar çarşısı falan yazıyodu.
yolun girişinde inip yürümeye başladım.
ilk gördüğüm dükkandan içeri girdim.
adreste yazan dükkanı sordum. hemen aynı yol üstünde olduğunu söyledi.
çıktım gittim dükkana. bi kaç kişi vardı. sağa sola bakınıyo gibi yapıp herkes çıktıktan sonra beni malum huur çocuğunun gönderdiğini söyledim.
arka tarafa geçtik. raflarından altından küçük bişey çıkarıp bana verdi. küçük değdim böyle kibrit kutusu kadar amk.
ben işin içinde huur çocuğu k. peder olunca, e adam arkeolog, tarihi eser falan teslim alırım diye bekliyodum.
sakın açma dedi.
elime tutuşturdu.
çıktım gittim diğer adrese...
(tinttlf ?, 11.06.2012 01:01)

beyler alçıda bi ayakla, yattığım yerden yazıyorum. el insaf ya. sakin. eski yazdıklarımın aynısı olmasın diye bazı düzenlemeler yapıyorum. metin olun siz.
(tinttlf ?, 11.06.2012 01:03)

diğer adresi bulmak baya bi kolay oldu.
çünkü çok bilinen bi yerdi.
gitmiştim yani daha önce.
adamı buldum.
elimdekini verdim.
tamam deyip gönderdi beni.
binadan çıktım. kayın pederi aradım.
resmen malı teslim ettim ayağındayım ama..
tamam verdim dedim.
aferim dedi. bi isteğim olup olmadığını sordu.
aklımda bişey vardı ama. daha yeni bisürü para verdi diye bişey demedim.

bastım gittim eve. bi altılı bira aldım. takılıyorum.

kapı çaldı. bay x daha yeni gitmişti. buraya gelen arkadaşlarımda memleketindeydi. gelen ancak avril olabilirdi. bana sürpriz yapmıştı. heyecanla koştum kapıya ama avrilin olma ihtimalinden daha çok şaşırdım.

gelen gizemdi. bizim okuldan. istanbulluydu. okulda biraz muhabbetimiz olmuştu ama. evimi nerden biliyodu? şaşkınlıkla sordum. senin burada ne işin var?
(tinttlf ?, 11.06.2012 01:04)

sigara içerken bi avrilimin capsini atayım o zaman:

http://tinypic.com/view.php?pic=15xl8ax&s=6

edit: soldaki tabiki amk
(tinttlf ?, 11.06.2012 01:06)

meğer bunlar üst katta oturuyolarmış. apartman yöneticisi babasıymış.
benim dairede de aidat yatıran olmadığından, daha doğrusu ben evin her şeyi ödeniyo sandığımdan aidat borcum varmış. babası da buna git bak bakalım alt katta kimse var mı demiş.
beni memlekette sanmışlar yani.
neyse bununla kapıda biraz muhabbet ettik. okula gelip giderken neden hiç karşılaşmadık ki falan diye sordu.
bende eve daha yeni taşındığımı ve taşındıktan sonra pek okula gitmediğimi falan söyledim.
hoş beş derken ben aidat ödemesini birazdan babasına yapacağımı söyleyip konuşmayı bitirdik.
bu evine çıktı. ben de yatak odasındaki paranın bi kısmını alıp arkasından yukarı...
(tinttlf ?, 11.06.2012 01:07)

@169 saol pampa...

edit: insan görün amk...
(tinttlf ?, 11.06.2012 01:08)

zili çaldım.
zaten pek zaman geçmemişti.
sanki beni bekliyormuş gibi bi anda açtı kapıyı.
gözleri parlayarak baktı.
hiç bişey demeden içeriye bağırdı:
-babaaa.

bu vesileyle yöneticimizle de tanışmış olduk tabi.
kendisine öğrenci olduğumu yeni taşındığımı, bi süre memlekete gitmek zorunda kaldığım için aidat ödemesi yapamadığımı falan anlattım.

mazur görüp bişey demedi.
parayı aldı.
bi makbuz verdi.
iyi günler dedi ve gitti.

bende iyi günler deyip arkamı dönüyodum ki gizem seslendi:
- akşam napıyosun?
(tinttlf ?, 11.06.2012 01:09)

evdeyim sanırım bi planım yok diye cool cool cevap verdim.
hmm peki deyip kapıyı kapattı.
e o değilde ulan zaten akşam olmuştu. saat 7ydi nerdeyse.
kızın konuşmalarında bi sikiş kokusu sezdim ve yüz vermemeye, kızı terslemeye karar verdim.
tahminimce akşam bu bana gelecekti.
ama ben avrili seviyodum lan. bunu ona nasıl yapardım. sümüğü balon olmuş bi ergen gibi çaresizdim.
evime indim. buzluktan bi pizza çıkarıp fırına attım.
aldığım biralardan birini de açıp geçtim televizyonun karşısına.
3. biradan sonra bi ağırlık çökmüş.
zilin sesiyle irkildim.
bu kez yanılıyo olamazdım. gelen gizemdi.
gidip kapıyı açtım.
(tinttlf ?, 11.06.2012 01:11)

gelen gizemdi.
şu kızların yatarken giydiği kısa şortlardan giymişti. elinde de bi tabak. annem kek yapmış.
madem öğrenciymiş hem de arkadaşınmış götür yesin çocuk dedi, dedi. iyi dedim teşekkür ederim.
ben tabağı getiririm.

ee dedi ben içeri davet etmicek misin?
(tinttlf ?, 11.06.2012 01:11 ~ 01:12)

gel bari dedim şimdi ne diyim.
zaten karı o kadar ateşli geldi ki gözüme.
avrilden ayrılalı çok olmamasına rağmen kendimi 10 yıllık abaza gibi hissettim.
aylardır ondan başkasını ilk kez görüyodu gözüm.
neyse içeri girdi. oturdu.
evin de güzelmiş falan dedi.
bende yanına oturdum.
bi çay yapim de getirdiğin kekten yiyelim madem dedim.
ama o sehpadaki bira tenekeline bakıyodu.
-sen çay içmemişsin ama…

içmedim ama içerim sorun değil dedim.
tamam dedi.
gittim çay koymaya.
bi geldim ki bu soyunmuş açmış amı beni bekliyo….

şaka lan piçler. çayı yaptım geldim. biraz lafladık falan.
baktım iyi kız. hoşuma da gitti yani. ama sikiş olmadı.
yarım saat 45 dk falan oturup gitti.

biz de elimizle meşaleyle kaldık. ha o an sikme niyetim var mıydı emin de değilim.
(tinttlf ?, 11.06.2012 01:13)

@180 kahkaha attım piç.
(tinttlf ?, 11.06.2012 01:13)

gizemi yoladıktan sonra kalan iki birayı da içip yattım.
bişey olmadı yani o gün.
ilerleyen günlerde de hayatım durgunlaşmıştı.
evden bile doğru düzgün çıkmıyodum artık.
ne kayın pederden ses vardı, ne de bay x’ten.
arada bi bizim valideyle pederler hemen hemen 2 saatte bir de avrilimle konuşuyodum sadece.
temmuz ayının ortalarına gelmiştik ki kardeşimden bi haber aldım.
annemle babam beni ziyarete geleceklermiş.
hassiktir lan hassiktir ya.
olum onlar beni okulun yurdunda yaz kampında biliyorlar.
peki şimdi ne yapmalıydım?


şin açığı bi çıkar yok bulamadım. arkadaşların evinde kalıyorum vs desem peder hayatta yemez. cin gibi adamdır. söyleyeceğim yalanlarla onu ikna edemezdim. birinden yardım almalıydım. kayın peder yavşağını da aramak istemiyodum. bay x le de gele gide ufak tefek muhabbetimiz olmuştu, onu aradım.

-x abi bana yardım etmelisin

- ne oldu?

-beni acilen antalyaya gönderiyosun

- neden

- yoksa sıçtık abi bizimkiler buraya gelmeye niyetlenmiş. onlar bana söylemeden ben başa bişey söylemeliyim. basketbol takımının kampı dicez.

- birazdan ararım seni.

biliyorum amk. o yavşak kayın pederi arıyo. neyse beklemeye başladım. bir saat falan geçmişti ki telefonum çaldı.

- akşama evde ol. evraklarını getiriyorum

yavşak dedim ya. sanki nereye gidiyosam amk. ne evrağı dedim lan. herifin şu havasına sinir oluyodum. ama bi yandan da bu gizemli halleri kendini bi idol haline getirmeye başlamıştı gözümde.
(tinttlf ?, 11.06.2012 01:19)

tamam dedim bekliyorum. bişeyler atıştırıp beklemeye başladım. o sırada kapı çaldı. oha dedim ya ne çabuk…

gelen gizemdi…

-nerelerdesin ya sen. niye hiç arayıp sormuyosun?

-bilmem aramalı mıydım?

-aramak zorunda değildin ama keşke arasaydın…

güldüm.

abazalıktan ölcektim aslında ama birazdan da bay x gelecekti. bu riske girmeye değerdi. karı o kadar ateşliydi ki.. zaten neredeyse bir aydır, el arabasıyla gezmekten sıkılmıştım. evden çıkmıyodum resmen. gizemin ilk gelişindeki onu gibmeme isteğime o an sünger çekmiştim. avril i falan da bi an için unutsam ne olurdu sanki? içeri gelsene dedim…
(tinttlf ?, 11.06.2012 01:21)

bu kez hazırlıklıydım tabi.
geçen seferki gibi ayak üstü alınmış ve yarısından fazlası içilmiş 6 lı bira dan çok daha fazlası vardı evde.
kayın pederin verdiği para hala bitmemişti.
adam ihya etmişti resmen beni.
zaten bu işin tek cazip tarafıda budur ya.
parası… neyse, devam edelim.
gizem içeri girdi. ev epey incin tabi.
klagib ev hali canım kusura bakmalara fazla takılmadım. o da pek yadırgamadı zaten.

bişeyler içelim mi dedim…
erken değil mi daha?

kız haklı amk. hava bile kararmamıştı daha. liseli kız. annesi babası üst katımızda. bu saatte nasıl içsin.
ama yine de cool takılmaya devam ettim.

benim için geç bile…

ne o yoksa beni sarhoş etmek gibi bi planın mı var?

saçmalama canım. ne alakası var.
hem seni sarhoş edip ne yapayım. nefret ederim sarhoş insandan.

(işte burada tam bir liseli olmuş, cümlelerimi birbirine karıştırmık, salak salak şeyler söylemiştim) gülümsedi. inanmadığı belliydi. ama o da liseliydi lan.
o da en az benim kadar salaktı belli ki..
(tinttlf ?, 11.06.2012 01:25)

merak etme. beni sarhoş etmeye ihtiyacın yok deyip üstüme atladı.
hayvanlar gibi sevişmeye başladık.
o kadar diri bi vücudu vardı ki.
avrili o dakika unutmuştum.
kız resmen yılan gibiydi lan.
ön sevişme kısmını fazla uzun tutmayıp icraata giriştik.
ikimizde asıl istediğimizin ne olduğunu gayet iyi biliyoduk ...
(tinttlf ?, 11.06.2012 01:26)

binler:)

ikinci sefere geçiyoduk ki... ben bi su içeiym deyip mutfağa gitti. benimde işime gelmişti tabi iki postanın arsındaki zaman aralığı. hemen boxer ımı giyip bi sigara yaktım. o sırada kapı çaldı. kız telaşlandı. gelen annesi diye düşündü herhale. eli ayağına dolaştı. içeriyi işaret ettim. koşarak arka odaya geçti. saklandı. ama ben artık alışmıştım. çalan kapılara, sürprizlere… gelen bay x ti biliyodum. kapıyı açtım…
tahminimde yanılmamıştım. elinde hakkaten de koca bi dosyayla geldi. evrak derken abartmıyomuş demek ki herif. içeri geçelim dedi. müsait miydin?
(tinttlf ?, 11.06.2012 01:31)

içeri geçtik oturduk.
tavırlarında hep zaten bi gizem olduğundan, işin içinden ne çıkacağını kestirmeye çalışmadım.

sadece dinledim.
al dedi bu uçak biletin.
bu da kalacağın otel.
seni havaalanında bi araba bekliyor olacak.
kiralık, lüks bi araba.
şu istikametten oteline gideceksin.
(hangisi olduğunu anlamayın diye böyle anlatıyorum binler.)

böyle böyle her ayrıntıyı anlatmaya başladı.
ben de pis pis sırıtıyorum.
ne? dedi.
benim ehliyetim yok ki… dedim.
daha 18 ime girei çok olmamıştı.
işten güçten fırsat mı kalmıştı ehliyet almaya.
araba kullanmayı biliyo musun dedi..
evel allah dedim.
peder bey iyi şofördü. bana da öğretmişti.
iyi dedi artık ehliyetin var.
nası amk ya dedim.
yarın bu saatlerde getiririm dedi. evde ol.
sonra biraz daha konuşup dosyayı bırakıp gitti.
oturdum açtım dosyayı ama hasgibtir.
gizemi unuttum lan.
bi anda içeri girdi.
kimdi o gelen?
ne yapıyosun sen? diye.
biraz dinlemiş konuşmaları.
anlayabildiği kadarıyla…
kimsin sen dedi…
ne iş yapıyosun...

not: gizemi gibmiştim zaten. bahisler kapanmadı mı hala:)
(tinttlf ?, 11.06.2012 01:34)

@214 yardın bin:)
(tinttlf ?, 11.06.2012 01:34)

bu arada sadece benim yazdıklarım için:

http://inci.sozlukspot.co...%b1n%c4%b1-vol-2/@tinttlf
(tinttlf ?, 11.06.2012 01:36)

ah eşek kafam ya. nasıl unuturum amk.
yalan söylemeye çalıştım ama yeterince komplike bişey üretemiyodum.
üzerinde pike sarılı ateşli bi karı karşımdayken en azından…
geç dedim gizem otur şöyle. resmen ne yaptığımı anlatmasamda, illegal bi durum olduğunu açıkladım. kızın resmen hoşuna gitti.
işin içindeki gizem ve heyecan yeterli değilmiş demek ki.
anneye yakalanma korkusundan daha büyüğüne ihtiyacı varmış.
sonraki bi kaç saat, kaç defa olduğunu bile hatırlamıyorum ama, o akdar ateşli ve arzulu seviştik ki.
bitap düşmüştüm.
gece gizem evine çıktı.
ben bi duş alıp 2 bira içtim.
televizyon karşısında uyuyakalmışım...
(tinttlf ?, 11.06.2012 01:37)

telefonun titreşimiyle uyandım.
arayan avrildi.
dünden beri ulaşamayınca merak etmiş haliyle.
iyi olduğumu sadece dün antrenmanda biraz yorulduğumu ve uyuyakaldığımı söyledim.
ahh aşkım ah.
basketbol topunu elime almayalı o kadar uzun zaman oldu ki..
o hala beni buraya basketbol için geldim sanıyor…
kanepeden doğruldum.
mutfağa gittim.
bi kahve hazırladım. kapı çaldı.
gelen yine bay x ti. elime bi zarf tutuşturup, yarın gidiyosun dedi gitti.

zarfı açtığımda bir adet sürücü belgesi ve yaklaşık 10 milyar para vardı.

(o zamanlar milyardı amk)

oha dedim lan.

bizim kayın peder işi iyice büyüttü amk. bu paranın nedenini anlayamamıştım.
ama şaşkınlığımı atmam çok uzun sürmedi.
aklıma hemen, dün gizemle sevişmekten inceleyemediğim, bay x in getirdiği dosya geldi.
gittim. dosyayı açtım.
içinde adresler isimler telefon numaraları, resimler ve bi sürü gerekli belge vardı.
otel rezervasyonu.
uçak biletleri.
kiralanan arabaya ait belgeler. vs. vs.
ben bizimkilerden kaçmayı planlarken, yeni bi sevkiyatın içinde bulmuştum kendimi.
geçen sefer bi sahaftan bi iş adamına taşıma yapmıştım.
gayet güvenliydi.
ama fotoğraflara bakılırsa, bu seferki adamlar pek te tekin değildi…
(tinttlf ?, 11.06.2012 01:39)

@225 sorma amk yazmaktan bende izleyemedim...
(tinttlf ?, 11.06.2012 01:39)

akşam saatleriydi.
dışarı çıkıp hava almak, kafa dağıtmak, aslında da yemek yemek için evden ayrıldım.
biraz dolaştıktan sonra yapacak bişey bulamayıp eve geri geldim.
kapının önünde beni gizem karşıladı.
sesi telaşlıydı…
-nerdesin???

noluyo dedim lan amk. sevgili mi olduk şimdi… içeri geçelim dedim.
girdik.
noldu dedim anlat bakim.

-sen böyle bu tip işlere uğraştığından bahsedince, seni evde bulamayınca korktum.

-bak dedim kızım. öncelikle biz sevgili falan değiliz. bana böyle hesap sorar tavırlar sergileme bi daha. ayrıca bu konuyu da bi daha açma. yosa ikimiz içinde iyi olmaz. yerin kulağı var…

-kız tırstı bu seferde. tamam dedi. ama merak ediyorum. arada beni de ara.
(tinttlf ?, 11.06.2012 01:43)

@228 tamamdır pampa.
(tinttlf ?, 11.06.2012 01:45)

sonra çıkıp gitti iyi lan dedim.
iyi iş valla.
resmen metres olmayı kabul edip gitti kız. bu karıların polatvari adamlara tutkusu da neymiş arkadaş.
halbuki karı bilse yarın ne bok yiyecem diye düşünmekten evde duramadğımı… neyse karizmayı koruyalım cool tavırlara devam.

edit:

gizem... http://tinypic.com/view.php?pic=viitkm&s=6
(tinttlf ?, 11.06.2012 01:46 ~ 01:47)

ikinci caps

gizem:

http://tinypic.com/view.php?pic=mct8r7&s=6

edit: gözlük var diye bant çekmedim ama...
(tinttlf ?, 11.06.2012 01:48)

@245 3. şahıs sayıldıkları için pampa.
(tinttlf ?, 11.06.2012 01:49)

ertesi gün yanıma bi kaç parça eşya alıp çıktım.
aslında kafamda ordan alırım nasılsa para var düşüncesi vardı, ama dikkat çekeceğimi düşünüp, küçük bi çantayla evden ayrıldım.
uçakta başıma ilginç bişey gelmediği için geçiyorum.
aslında yanımda oturan adamla baya iyi muhabbet etmiştik ama onu da figh club a bağlarsınız şimdi. o yüzden anlatmicam.
neyse antalyaya indim. harbiden de bahsi geçen araba ordaydı.
plakasına bakarak tanımayı planlıyodum ama, araba resmen ben buradayım diyodu zaten. atladım. bastım otele. ismime ayırtılan odaya geçtim. beklemeye başladım.
40-45 dakika sonra cep telefonum çaldı.
arayan bay x ti:
(tinttlf ?, 11.06.2012 01:50)

-nerdesin?
oteldeyim dedim. yüzüme kapadı.
bi gün sikecem bu adamı ama hadi hayırlsı.
sonra odanın telefonu çaldı.
arayan yavşak kayın pederdi.
(beyler bu herife bundan sonra kısaca kp diyorum. yadırgamayın.)

-nasılsın evladım vardın mı? (noluyo lan amk)

-evet efendim vardım odamdayım. (odamda olmasam nasıl ulaşcaktı sanki bana otel telefonuyla)

-tamam evladım. bişeye ihtiyacın olursa haberleşiriz. iyi tatiller. (allaah allaaaah… noluyo arkadaş. hacdan mı geldi ya benim kp.)
(tinttlf ?, 11.06.2012 01:51)

birazdan tekrar cep telefonum çaldı.
arayan yine kp’di.
otel telefonları kayıt altına alınıyo olabilir.
bi sorun olursa, senin tatil için orda olduğunu söyleyip bunu kanıt olarak kullanabiliriz.

ulan yapma işte şunu yavşak. ne diye böyle şeyler söylüyosun.
korkuyorum zaten.

-sana verilen ilk adrese yarın sabah 10 da gideceksin. ordan aldığın kargoyu, öğleden sonra 2 de diğer adrese götüreceksin. aradaki zaman aralığında, kendine yanında kargoyla vakit geçirebileceğin bi uğraş bul.

dikkat çekme.!!!
(tinttlf ?, 11.06.2012 01:53)

allahtan antalyayı biraz da olsa biliyodum.
vakit geçirebilirdim.
kargoyu almaya gittiğim yer çallı tarafında, fabrikalar mahallesi denilen yerde izbe bi atölyeydi.
resmen tırsmıştım amk.
ama bi problem olsa da karşılık vermekten çekinmeyecektim.
kafaya koymuştum.
korkunun ecele faydası yoktu.
bu bok yolunda zayi olmak istemiyodum.
sonuçta 1.90 adamdım. her ne kadar liseli olsamda, beyinli olmasam da, fizikliydim. sporcuydum lan ben. göğsümü biraz şişirip gerinerek atölyeye girdim.
(tinttlf ?, 11.06.2012 01:54)

-selamınaleyküm.

-oo hoş geldin patron

- (adam beni tanıyo muydu acaba lan…) geleceğimden haberiniz vardı galiba dedim.

-var tabi patron olmazmı. buyur geç. sen buranın yeni sahibisin demi, dedi.

-yok dedim ben.. şeyy..

-lan amcık ne o zaman dükkan sahibi gibi giriyon holum içeri diye bağırmaya başladı.

pardon aga dedim. ben elçiyim. elçiye zeval olmaz. sizin raconunuz nedir bilmem ama benim yürüyüşüm budur dedim. direk taktım ikiye amk. bi de boylu poslu olunca. vaay dedi. küpeli müpelisin de delikanlısın birader. çay içer misin?
(tinttlf ?, 11.06.2012 02:01)

yok dedim ben emaneti alayım. işim var.
tamam bekle dedi. birini aradı.
sonra benim telefonum çaldı. atölyede misin dedi kp.
evet dedim. kapadı. bu bi şifreydi sanırım. kargoyu aldım çıktım.
dikkat çekmeden bi yerlerde vakit öldürmeliydim.
marinaya gittim. ordaki o acayip havayı hep sevmişimdir.
falezlerin üstünde kafe tarzı bi yere oturdum.
soğuk bi bira söyleyip gizeme mesaj attım: “antalyadayım”.
bunu neden yaptım ki şimdi… niye hesap verdim… acımış mıydım yoksa o da beni mi etkilemişti.
bi yandan her şeyden bi haber dünya tatlısı ve beni çok seven avrilim.
öbür yanda beni tüm pisliklerimle kabul etmeye hazır ve bu durumumdan keyif alan ateşli gizem. işin en güzel yanı ortalarında durmaktı sanırım.
garsondan yeni gazete olup olmadığını sorup, varsa getirmesini istedim.
şöyle bi haberlere baktım. bişeyler içtim. saat yaklaşmıştı…
taşıdığım şeyler nedense hep küçüktü.
sarılıp sarmalanmış küçük paketler.
uyuşturucu olduğunu düşünsem de,
neden böyle turistlik bi yerde ya da istanbul gibi koca şehirde küçücük paketlerle taşıyoduk ki.. içimi bi merak kaplamıştı.
ama pakete bakmam da yasaktı. arabaya atlayıp çaltıcak yoluca sürdüm.
bana tarif edilen istikamete döndüm.

döndüm dönmesine de…
(tinttlf ?, 11.06.2012 02:02)

278 yok öyle değil o pampa. görürsün..
(tinttlf ?, 11.06.2012 02:07)

ulan bildiğin dağa doğru gidiyorum.
koca şehir bi anda arkamda kalmıştı.
nereye sapmıştım böyle… yanlış mı girmiştim…
biraz daha gideyim dedim.
tarif edilen tabelayı görmem çok zamanımı almadı.
doğru yol üstündeydim. gaza biraz daha asıldım.
kp boşuna dememiş yolu hesapla diye.
keşke dün bi gelip baksaydım gelmem gereken yer neresiymiş.

neyse amk. sür bakalım antonyo. sür…


ilerde büyük bi yapı dikkatimi çekti.
bu kır bayırın içinde epey yabancı duruyordu.
aradığım yerin burası olduğundan o kadar emindim ki…
arabamı park edip indim.
kapıya yöneldim. içerde bi koşuşturma hakimdi…
lan …
bildiğin restaurant burası amk.
bu dağın başına kim geliyomuş amk…

içeri girdim. kimi armam gerektiğini, bay xi n verdiği dosyadaki resimlerden gayet iyi biliyodum. en uçtaki masada bir padişah heybetiyle oturan safa beyi…
ilerledim. araya iki tane adam girdi.
izbandut tabir edebileceğimiz. ama benden çok ta iri değildirler.
kendimi tanıttım. bekle dediler.
biri gidip safa beyin kulağına bişey fısıldadı.
eliyle bi işaret yaptı.
bırakın der gibi.

adamlar önümden çekildi.
(tinttlf ?, 11.06.2012 02:09)

ben de yarın teslimat'a gidicem muallakler... bi şey diyo muyum?
(tinttlf ?, 11.06.2012 02:09)

masaya doğru yöneldim. bay x e duyduğum özentiyi ilk kez burada uygulamaya başlamıştım.
onun benim için bi yol gösterici olacağını ilk kez orada anladım.
uzun konuşmaları bırakıp kısa, net ve anlamlı konuşup, gereksiz kelime kalabalığında uzak durmaya özen gösteriyordum.
yani bizim tabirimizle özet geçiyodum.
bu yüzden ben şuyum, şurdan geliyorum, bu gönderdi kısımlarını atladım.
iyi günler bile demedim...
(tinttlf ?, 11.06.2012 02:10)

-bende size ait bişey var.

-ver bakalım genç. dedi…

paketi uzattım. aldı. açmadı. birine seslendi. ismini şimdi hatırlamıyorum ama sizin için ona sebastian diyeceğim.

-sebastian. kontrol edin.

ulan acaba ne vardı içinde… çatlamak üzereydim. ama jr. x tavırlarımı da bırakmıyodum.
ilgisiz davrandım. soğuk ve net bi biçimde karşıya bakıyodum.
camdan görünen uçsuz bucaksız akdenizin görüntüsüne.
yakıcı güneşin denizin üstünde bıraktığı izi izledim bi müddet.
içeriden bi ses geldi.

-temiz.

tamam delikanlı dedi safa bey. gidebilirsin.
teşekkürler. son derece efendi ve kadirşinas bi adama benziyodu.
şu an bu getirdiğimin utandırıcı olmadığına daha da emindim.

ama neydi ulan bu.

neydi…
(tinttlf ?, 11.06.2012 02:11)

@297 liseli olup ta bakire olmayan ne kadar çok kız var biliyo musun amk. geçen istanbul'da bi doktor arkadaş dedi ki, kürtaj için en çok reşit olmayan liseli kızlar geliyomuş.
(tinttlf ?, 11.06.2012 02:18)

@308

nasıl
anlatsam
sana
ilk harflere
baksana
(tinttlf ?, 11.06.2012 02:19)

mekandan çıkıp arabama atladım. hemen kp’yi aradım.

-tamamdır.

-ne tamamdır lan. x yetmedi sen mi çıktın başıma bi de. adam akıllı söyle verdin mi.

-telefonda mı konusayım

-lan anlatsana olum

-teslim ettim. bi sorun çıkmadı. safa bey teşekkür edip size selam söyledi.

-tamam. sen bi kaç gün keyfine bak. ben kızlarla haftaya istanbula geliyorum.
(tinttlf ?, 11.06.2012 02:20)

oley be amk. avrilim sonunda yanıma gelecekti.
bizim yavşak kp sözünü tutacaktı anlaşılan.
beni öyle kandırmamış mıydı istanbula gitmem için.
otele gittim. pek yorgun hissetmiyodum kendimi.
biraz yüzebilirim diye düşünüp aşağı indim. allahtan otelin küçük bi butiği vardı amk.
yoksa hiç bişey getirmemiştim neredeyse yanımda.
ama kart doluydu. kendime bi kaç parça eşya alıp havuza indim.
vay amk vay. havuz kenarı baya şenlikliydi.
ama içimden pek bişey gelmiyodu açıkçası.
boş bi şezlong bulup yayıldım. biraz uzandıktan sonra havuza girdim.
tek başıma o uçtan bu uca gidip geldim.
çocukluğum bodrumda geçtiği için, iyi yüzerim.
e tabi fizik te var.
yan tarfımdaki kızların dikkatini çekmiş olacağım ki kikirdemeler duydum.
ilgilenmiyomuş gibi davranmaya çalışsam da hafif hafif kzları kesmekten kendimi alamıyodum.
özellikle de esmer olanı.
siyah bi bikinisi vardı.
dalgalı incin fakat o karmaşasıyla bile güzel görünen koyu siyah saçları. teniyle o kadar uyumluydu ki. o an tanrının varlığına inandım sanırım.
çünkü bunu bi kuaför asla başaramazdı.
yanında da kumral başka bi kız vardı ama ben esmer olanın gözlerine kilitlenmiştim.
yeşil gözleri vardı.
iri yeşil zeytin tanesi gibi…
kısa boylu sayılmazdı.
belki 1.70 ten fazlaydı.
ama benim yanımda kısa duracağından şüphem yoktu.
(tinttlf ?, 11.06.2012 02:21)

@317 bırak istanbulu, bak ben yıllarca muğla'da da yaşadım. orda bile, küçücük şehirde bile bir sürü vardı. bence sen başka bi dünya da yaşıyosun. bu kadar iyimser olma amk. keşke senin ddiğin gibi olsa ama değil ne yazık ki...
(tinttlf ?, 11.06.2012 02:25)

önümden bi kaç kez kasıtlı olarak geçtiklerini fark ettim.
kafamı kaldırdığımda diğer kızla göz göze geldik.

her an bi hamle yapacakmış gibi duran vahşi bir avcıya benziyodu ifadesi.

-yalnız takılıyosun galiba dedi.

-(hemen cevap vermedim. gözüm esmer olandaydı.) evet yalnız geldim buraya dedim. istersen bizimle oturabilirsin diye de ekledi.

-siz böyle gelin dedim. (kızların ayağına mı gitseydik)

kalkıp hemen bitişiğimdeki şezlonglara geldiler. tanışma faslı falan filan. diğer kızı hatırlamıyorum ama. esmer kızın adı ayşen di. onu hiç unutmuyorum.
(tinttlf ?, 11.06.2012 02:26)

________________________
iki gün daha antalya kaldıktan sonra istanbula doğru yola çıktım.

arkamda dönüp baktığımda tek hatırladığım şey ayşenin gözleri olacaktı.
öyle de oldu.

ilerde o gözleri yine göreceğimi bilmişcesine ayrıldım antalyadan...
(tinttlf ?, 11.06.2012 02:28 ~ 02:29)

kp lerin geldiği haftaya kadar zaman çok çabuk geçti.
içim rahat etmeyeceğinden neredeyse 1 hafta boyunca da gizemle hiç görüşmedik.
ve kavuşma vakti gelmişti.
amk resmen özlemenin ne olduğunu anlamıştım lan.
aylardır anamı babamı görmüyorum ama yanlarına gitsem bu kdar özleyemezdim.
bilidğin seviyomuşum kızı.
onun da gözleri doldu.
gergin bi andı biraz. ama güzeldi.
zaten kızlar okula gitmediği için, önümüzdeki yıl burada devam edeceklerini söyledi kpeder yavşaaağı.
başlarda sevinmiştim.
nerden bilebilirdim bu hadisenin başıma büyük dertler açacağını.
(tinttlf ?, 11.06.2012 02:30)

beyler. yaşadıklarımdan yola çıkarak yazıyorum. ama elbette kimse inanmak zorunda değil. size kalmış. keyif alın yeter. ben sadece paylaşıyorum.

not: çok kibar oldu bu o yüzden hepinizin bi amk de öyle bitireyim
(tinttlf ?, 11.06.2012 02:32)

okulun açılmasına az bi zaman kalmıştı.
avrille kardeşi bi dersaneye çoktan başlamışlardı bile.
aynı evde kalmamız uygun olmaz diye onlar için babalarının başka bi ev bulmasını istedim.
mantıklı karşıladı.
ne de olsa her an bay x in gelme tehlikesi vardı.
bu riske o da giremezdi.
kızları babalarının nasıl bi pislik olduğunu öğrenseler ne yapardı acaba am kafalı bin.
neyse binler.
okul açıldı ama benim okula tek gitme sebebim gizemin gönlünü almaktı.
kızı uzun zamandır aramamıştım.
en son temmuz ortasında görüşmüştük.
apartmanda bile denk gelmemiştik resmen.
okula gitmeden önce artık kendim için bişey yapma düşüncesi sardı aklımı.
biraz param da vardı.
internetten biraz araştırma yapıp choper gibi görünen 3500 liralık bi motor aldım.
markasını merak edenler varsa mondial di.
dandik gibi gelse de ilk duyduğunuzda ben o motoru çok sevdim binler.
şu an da hala bende.
eski de olsa seviyorum.
neyse. bayiden motoru aldım.
aldım almasına da. bu sefer de a2 ehliyetine ihtiyacım vardı.
elimde bi tane hiç kullanmadığım b vardı ama.
bende bu var bi de a2 almak istiyorum desem…
acaba sahtemiyidi?

bay x’i aradım. ...
(tinttlf ?, 11.06.2012 02:33)

meseleyi anlattım. sen karıştırma ben hallederim dedi.
ulan yapacak işim mi var.
kursa gidicem dedim.
tamam dedi. b ehliyetim var diceksin.
ulan nasıl olabiliyodu ya.
kayıtlarda da mı vardı bu amk ehliyeti nasıl yapmıştı.
o zaman anladım ki, bay x. tam bir idoldü.
her şeye gücü yetebilen bi adam.
ya da ben öyle sanmıştım...
(tinttlf ?, 11.06.2012 02:36)

@352 pampa anlatmaktan yoruldum ama, ben daha öncekinin sonunu getirmiştim. sözlük te bazen hard discler yanıyo. o arada gitti benim entryler.
(tinttlf ?, 11.06.2012 02:38)

bi sürücü kursuna gittim. derdimi anlatıp kayıt yaptırdım. elimdeki ehliyetten ötürü de hiç bi sorun yaşamadım. neyse buralar çok atraksiyonlu değil. boşuna yazıyorum. velhasılı ehliyeti aldım ilerde binler. motor zaten hazırdı. arada başka bişey anlatmam lazım.
(tinttlf ?, 11.06.2012 02:39)

evle okul zaten yakındı.
hatırlarsınız.
ehliyeti henüz almamış olsamda atladım motora okula gittim.
başıma bişey geleceğine dair en ufak bi şüphem yoktu.
nitekim öyle oldu.
gizemle karşılaşmamız çok zaman almadı.
yanına gittim.
beni tersleyeceğini düşünerek çekindim açıkcası.
ama belli etmedim. selam dedim.

-nerelerdesin. kız arkadaşın geldi diye yanına de gelemedim. çok merak ediyorum seni.

-iyiyim! dedim merak etme. bi sorun yok. antalyadan döndükten sonra seni görme fırsatım olmadı.
kız arkadaşımla kardeşi de başka bi eve taşındılar.
bi ara uğrayabilirsin. ama gelmeden önce haber ver.
çaktırmadan.
şifreli bi şekilde…
(tinttlf ?, 11.06.2012 02:39)

ulan böyle deyince resmen kızın hoşuna gidiyodu.
tamam dedi gülerek.
hiç korktuğum başıma gelmedi yani.
kızda en ufak bi değişim olmadı.
ama bana karşı da hangi mesafede olduğunu bilmek istemiştim.
yani fuck body miyiz sadece?
yoksa dahası da var mıydı?

-ee sende nasıl durumlar var mı birileri dedim.

-suratını buruşturdu. tabiî ki yok dedi.

kız lezbiyen olmadığına göre(tecrübemle sabit) bu tabiî kinin anlamı çok açıktı.
irdelemedim.
konuyu değiştirdim.

okulda durumlar nasıl.

bayadır uğrayamıyorum...
(tinttlf ?, 11.06.2012 02:40)

beyler yazıyorum da, okurlar hiç keyif vermiyolar amk. takdir edilmiliyoz çoğunluk tarafından. edenleri tenzih ederek söylüyorum
(tinttlf ?, 11.06.2012 02:44)

-herkes senden bahsetti bi ara.
bi sürü dedikodu çıktı hakkında.
yok bilmem kimi ölmüş bunalıma girmiş falan diye.
devamsızlıktan da kalcakmışsın galiba…
ama ben elimden geldiğince değiştirdim.
bu okulda mutlu olamadığını, başka okullarla nakil için görüştüğünü bu yüzden glemediğini falan söyledim.
hocalar bile inandı neredeyse=)

oha lan. kız resmen arkaümü toplamıştı.
işe yaramaya başlamıştı yani.
sağol dedim.
teşekkür ederim….
(tinttlf ?, 11.06.2012 02:45)

okuldan çıkınca avrillere gittim.
üstümü bile değiştirmeden.
yemeklerimi artık genellikle ordan yiyodum.
bıkmıştım çünkü hazır pizzayla biradan.
neyse yemek yedik takıldık biraz. kahve mahve yaptıdım.
iyi bakıyolardı sağolsunlar.

akşam, dedim ben kaçayım artık.
eve gitmem lazım. alışmıştı avril de..
tamam dedi. istemeye istemeye.
çıktım gittim. saat 11 e geliyodu.
gizeme mesaj attım.
gelebilir misin?

“sonra” diye bi cevap geldi.

bu hat güvenli yazabilirsin şimdilik dedim.

kız fena kaptırmış kendini amk.

“bizimkiler uyanık. yatsınlar biraz geçsin gelirim”

diye bu defa gayet açıklayıcı bi msj geldi.

cevap atmadım. bi bira açıp televizyon izlemeye başladım. kapı çaldı. gelen gizemdi. ya da ben öyle düşünmüştüm.

o niyetle kapıyı açtık. ama..
(tinttlf ?, 11.06.2012 02:47)

@369, @372 güldürdünüz binler. eyvallah...
(tinttlf ?, 11.06.2012 02:47)

tahmin edebileceğiniz gibi gelen avrildi.
şaşırmamış gibi yapmaya çaılşsamda yaraklara geldiğimizi biliyodum.
telaşlandım. bi an önce kızı tuvalte falan gönderip msj atmalıydım.
ama o konuşmaya başladı. artık uzaklaşmaya başladığımızdan, telefonda görüşürken bile daha sıcak olduğumdan falan filan bahsederken... kapı çaldı.
sıçmıştım.
gelen bay x’ti…
şaka lan şaka. gizem di amk.
kaç göz yaptım. allahtan kapıdan salon görünüyodu.
yani avrili görmüştü. hiç bozmadı.
-pardon dedi. rahatsız ettim ama. akşam uğradığımızda yoktun. sesini duyunca bi bakayım dedim.

babam aidatı hatırlatmamı istedi.

helal dedim ya kıza. aferim.

tamam ben halledicem deyip gizemi gönderdim. ama avrilinde çok zeki olduğunu bi an unutmuşum.

yırtmış edalarla içeri döndüğümde:

-ne kadar zaman vermiyosun kızın aidatını dedi.
(tinttlf ?, 11.06.2012 02:56)

-baya oldu galiba dedim.
anlamamazlıktan gelmeye çalışıyordum.
ama geri dönüşüm yoktu.
her şeyi anlamıştı.
neden onlardan kalkıp buraya geldiğimde.
artık neden uzak davrandığımı.
gerçi bunun gizemle alakası yoktu aslında.
kimseyle alakası yoktu.
sadece ergenlikten uzaklaşıp olgunlaşmaya başlamış ve yaşadığım hayatın ne kadar taktan olduğuyla yüzleşirken sahip olduğum her şeye bakış açımı değiştirmiştim.

daha az uyuyor, daha az yaşıyor, daha az seviyordum...

http://www.youtube.com/watch?v=brecmzgtole



o geceden sonra avrili bi daha asla kazanamayacak şekilde kaybetmiştim.
sahip olduğum her şeyi kaybedişim gibi.
ailemden uzakta neredeyse 1 yıl geçmişti.
bambaşka bir insan olmuştum.
artık babamın çok güvendiği ve her fırsatta küfrettiği oğlu değildim.
artık okul basket takımının kaptanı değildim.
artık sevdiği insan için hayatını mahvedecek bi kağıt parçası imzalayıp kendini bu bokların içinde bulmaya cesaret edebilen o adam değildim.

sadık değildim.
güvenilir değildim.
ya da hepsi bi yana sanırım artık çocuk değildim.

başka biri olmuştum...

http://www.youtube.com/watch?v=g3pzvsbpldo
(tinttlf ?, 11.06.2012 03:02)

kendimi intiharın eşiğinde hissetmeye başlamıştım.
acilen bişeyler yapmalıydım.
yoksa ufak tefek işler yaptığını sanan bi ayakçıdan çok fazlası olmak için hazırdım.

kafamı toparlamalıydım ama nasıl…

o an sığınabileceğim en mantıklı yerin baba ocağı olduğuna karar verip eşyalarımı topladım.

bay x’i aradım.

ben memlekete dönüyorum….
(tinttlf ?, 11.06.2012 03:03)

neyse çıktım gittim.
bizimkilerle hasret giderdim. tam büyüdüm derken bi an çocuk hissi yaşamak çok iyi gelmişti.
çünkü düşünün agalar reşit olmadan suçlu oldum.
psikolojimi düşünün.

neyse bir hafta 15 gün kadar takıldım. kalktım gittim geri istanbula.

bay x’i aradım:

-abi ben geliyorum. bi şey ister misin

-yok

-abi bırak artık şu cool tavırları ya. canım sıkkın gel bi çay içelim.

-çay içmem

-ne istiyosan onu içeriz abicim. gel işte..
(tinttlf ?, 11.06.2012 03:04)

sonunda herifi ikna edebilmiştim lan.
salaş bi mekana götürdü beni.
zaten yol yorgunuyum. bi de gündüz gözüyle rakı içtik.
ama balık tı muhabbetti çok tatlıydı allah için.
gerçi o pek konuşmadı ama. ben anlattım.
içinde bulunduğum durumu. kafamdan geçenleri.
avrili.
gizemi.

senin kp çok sevindi dedi ayrılmanıza. kendisi de ayırırdı ama seni elinde tutamazdı.
kendi isteğinizle olması iyi oldu.
o kız sana göre değil…

neden dedim.
kp nin kızı dedi.

sen ve o.

olmaz.

ebesinin amı. senin ne işin var madem bu adam böyle de dedim. sorun o değil dedi.
hatta bişey demişti hiç unutmam.

köyün ağasının kızını alırsa, ağanın tarlasında çalışmazsın…

http://www.youtube.com/watch?v=ofc5zqk2no8
(tinttlf ?, 11.06.2012 03:06)

dinleyen kaldı mı lan??? herkes reseerveleyip gitti sanki...
(tinttlf ?, 11.06.2012 03:07)

amını siktiklerim. sanki bi nick6 yazdınız ne bileyim iki güzel şey söylediniz de yazmayınca böle diyosunuz..

@405 shatze
(tinttlf ?, 11.06.2012 03:09 ~ 02.08.2012 04:55)

neyse o gün artık bay x’e abi dememin karşılığını almış sonunda adamla 1 senedir ilk defa muhabbet edebilmiştik.
ailemi de görmemin etkisiyle, kendimi daha güçlü hissetmeye başladım.
ertesi gün ilk iş gizem i aradım.

-seni özledim. evdeyim...
(tinttlf ?, 11.06.2012 03:10)

kız resmen sabah sabah koşarak gelmişti.
ulan bu ne ara aşık oldu bana amk.
o kadar ateşli bi gündü ki okulun dağılma saatine kadar aralıksız sevişmiştik. salonda mutfakta… evin her yerinde.
sonra giyinip okuldan geliyormuş gibi yapmak için hazırlandı.
ben önden çıkıp dışarıyı ve merdivenleri kontrol ettim. sonra bu hızlıca evden çıktı.
merdivenlerden çıkarken bana dönüp,

seni seviyorum.. .

dedi.
bu iki kelimeyi o kadar çok duymuştum ki daha önce…

ama hiç bu kadar anlamlı gelmemişti..

yada bu kadar ihtiyacım olduğu sırada…
(tinttlf ?, 11.06.2012 03:11)

@418 az kaldı pampa.
(tinttlf ?, 11.06.2012 03:12)

günler daha yavaş geçmeye başlamıştı.
tek uğraşım okul olmuştu.
kp nin durgunluğu bana basket takımına yeniden girmeyi bile düşündürdü ama…
antrenmadı maçtı.
artık uğraşamazdım.
suskunluk çok uzun sürmedi.
bi telefon aldım. arayan bay x ‘ti.

hazırlan dedi.

yarın yola çıkıyosun.
(tinttlf ?, 11.06.2012 03:13)

çıkıyoruz çıkıyoruz da nereye aga.
neyse merak nedir unuttum artık.
hazırlandım.
hazırlandım dediğim duş aldım amk.
saçımı başımı düzelttim.
artık o derbeder havamı kaldırmak istiyodum.
gizeme mesaj attım.

“bi kaç gün yokum. beni bekleme”

cevap atmadı.
durumun önemli olduğunu düşündü herhalde. ulan iyi kızdı be. birazdan bay x geldi.
(tinttlf ?, 11.06.2012 03:14)

-yürü.
dedi.
gidiyoruz.

düştüm peşine. beni ofis gibi bi yere götürdü. ve bi paket verdi.
yine aynı paket amk.

al dedi.
antalyaya gidiyosun. kp ne vericeksin bunu.
götüreceğin yer de burası.
hayda. niye amk. bu işin nakliyesini bu adam yapmıyomuydu.
zaten yazdığı yeri de biliyorum ebesinin amında.
antalya bile sayılmaz.
çok dışta.
niye ona götürüyodum ki hem.
neyse ya her ne sikse.
bana ne .
ben işime bakarım.
iyice sahiplenmiştim artık...
atladım uçağa.

istikamet antalya. ...
(tinttlf ?, 11.06.2012 03:16)

bilenler bilir antalya havaalanı biraz şehir merkezine uzaktır.
öyle düşünün.
gitmem gereken güzergah şehir merkezine ters istikamette.
bizim kp yavşaaa yine kazıdaymış.
bindim bi taksiye atladım gittim.
1.5 yıl öncesi canlandı gözümde.
yaptığım o büyük hata.
şu öss ye hazırlanan ve belki de sporcu bursuyla üniversiteye girmesi garanti birisi olabilirdim.
ama neydim.
bi ayakçı…
çadırlar kazı alanı, koşuşturan arkeoloji öğrencileri…

her şey aynıydı.
kp yi buldum.
paketi verdim. ...
(tinttlf ?, 11.06.2012 03:18)

-seninle ilgili şüphelerim vardı ama bu işi iyi kıvırdın dedi.

siktiğim ibnesi….

-bu işin üstünü kapatabilirdim, ama seni seçmiş olmamın bazı sebepleri var…
ilerde anlayacaksın.

vay yavşak vay.
göz göre göre mi mahvetmişti hayatımı.
nefretle dolacak zaman değildi.
siktir et dedim antonyo siktir et.
sonra düşünürüm.
bana başka bi paket verdi. safa beye dedi. yolu biliyosun…

hay amk sefasının ya

yüklüce bi miktarda para verdi.
kolay gelsin dedi…

bi süre beni arama...
(tinttlf ?, 11.06.2012 03:19)

çadırdan çıktım.
taksi beni bekliyodu.
taksimetre miadının en yüklü ücretini yazmıştır diye düşündüm.
bi an kafamı kaldırıp etrafıma baktım.

nedensizce…

ama o da ne.
nasıl yani ya.

bu mümkün olabilir miydi?
(tinttlf ?, 11.06.2012 03:20)

bu ayşendi lan.
geçen gelişimde tanıştığım esmer kız.
yeşil gözlü hani…
antonyo! diye seslendi…
(ismimle seslendi tabiî ki amk)
burada ne işin var…
senin ne işin var asıl dedim ya…
e çalışıyorum dedi…
bende çalışıyorum demek istedim içimden…
kp beyi ziyarete geldim dedim.

-aa dedi sen tanıyo musun kp hocayı?...

anlaşıldı kız arkeoloji öğrencisi.
salak sorularla kızı yormak istemedim. aa sende mi arkeolojiye meraklısındır bende falan diye… -
evet dedim sadece…

işin ne zaman biter?
(tinttlf ?, 11.06.2012 03:23)

bu biraz ani bi soru olmuştu. ama sormam gerektiğini o da biliyordu. kaderin bizim için düzenlediği bu şöleni heba etmek olmazdı. bilmem ki dedi… bi akşam olsun.
-bi süre antalyadayım dedim. numaranı ver. ben ararım.
tereddüt etmeden verdi. taksiye bindim ve şehir merkezine geri döndüm.
(tinttlf ?, 11.06.2012 03:25)

ilk işim bi araba kiralamak olmalıydı.
dikkat çekmeden.
o dağ başına taksiyle gitmek olmazdı. düşündüm geçen sefer ortamda bi telaş vardı.
çünkü mekan restaurant amk.
saat geç olmuştu.
servis başlamıştır.
yarını beklemeliyim dedim.
kp beni arama dediği için de onay alma gerekliği duymadım.
akşam ayşeni aradım. yemeğe çıktık. biraz takıldık. ama kargo hep cebimdeydi. i
çinde ne olduğunu uzun zaman sonra öğrendiğimde bu yaptığımın hayatımın en büyük riski olduğunu anlayacaktım.
ama o an yaptığım en mantıklı şeydi.

başka bi yere bırakamazdım...
(tinttlf ?, 11.06.2012 03:26)

@447 verirdim ama cevap spoiler içeriyo. öğrenirsin yakında...
(tinttlf ?, 11.06.2012 03:27)

gecenin sonunda ayşeni eve bırakmayı teklif ettim.
sonuçta buluşacağımız yere de ben götürmemiştim.
kabalık olurdu=)
buraya kazı için ankaradan geldiklerini, idareten bi arkadaşının yanıda kaldığını söyledi.
bu iş biraz canımı sıkmıştı.
eve giremeyebilirdim.
yani içimde patlayabilirdi her şey.
ama öyle olmadı.
ev arkadaşının anlayışlı olduğunu ve istersem bi kahve içebileceğimiz söyledi.
kıramazdım. biliyosunuz=)
yukarı çıktık.
bilmem bilirmisiniz ssk tarafında oturuyolardı.
yeni sayılmayacak bi binaydı.
küçük te bir ev.
ortalık dağınıktı ama umurumda değildi.
zaten kimsenin değildi anlaşılan.
toplanma çabası bile göstermedi kızlar.
ayşenin ev arkadaşı meltem yorgunum deyip odasına geçti.
aradığım fırsat buydu.
hemen yanaştım.
kız hazırlıklı olacakki kontreplede kalan bi kaleciden çok penaltı karşılayan bi kaleci gibi emindi kendinden.

özgüveni hoşuma gitmişti.

yavaştan almak olmazdı…
(tinttlf ?, 11.06.2012 03:28)

@454: bişey demedim pampa...

@455 kısmen haklı sayılırsın. ama ezana kadar bitmeyecek çünkü bende birazdan yatıcam...

not: beyler hepsi word de olsa komple kopyala yapıştır yapayım ama 2-3 sayfa kaldı. yani gerisi, tinttlf'un parmaklarına kuvvet. o yüzden zor biter.
(tinttlf ?, 11.06.2012 03:30 ~ 03:31)

@462 pm le de sorabilirsin pampa. soran çok... sen de sor.
(tinttlf ?, 11.06.2012 03:32)

salondaki koltukta başladık.
onun hiç umrunda değildi ama ev arkadaşını her an çıkıp gelme ihtimali beni geriyodu.
başka bi yere geçmeyi teklif ettim.
odaya geçtik.
o kadar iyi bi vücudu vardı ki…
o havuzun başında hiç bişey görmemişim resmen.
perdenin açık kısmındaki camın dışından vuran ışın üzerine yansıdığında fark ettim.
pürüssüz…
inanılmaz…
içimi titremişti.

dev bi pastanın önündeki küçük bi çocuk gibiydim.
nerden başlayacağını bilemeyen…
tüm otoritelerinin gelişim unsurlarını hiçe sayarak baştan ayağa değil ayaktan başa gitmeye karar verdim.

(bu metaforu anlamak için biraz psikoloji ve felsefe okuyun amcıklar)


gizem ufak tefekti.
ama bu kız resmen benimle arena da baş edebilecek bi gladyatör gibiydi karşımda.
çok diriydi lan.
fiziksel olarak kimseden bu kadar etkilenmemiştim.
gizemin performansına da sahip olsaydı, kalp krizi geçirebilirdim.
yorulmuştum.
uyumamayı düşünsemde dayanamayacağımı anlyaıp bi kaç saatliğine uyumaya çalıştım.
uyandığımda saat 8 di.
erken bile kalkmıştım.
ayşen çoktan gitmişti.
giyinip hemen çıktım.
ev arkadaşını uyandırmamak için parmak uçlarımda koştum.
arabaya bindim.
kahvaltı yapabileceğim bi yere gittim.

bişeyler yedikten sonra hesabı ödemek için elimi cebime attığımda başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü...
(tinttlf ?, 11.06.2012 03:34)

beyler, şu kadar söyleyeyim daha hiç bişey anlatmadım sayılır. asıl başıma gelenleri ilerde göreceksiniz. yarın teslimat var o yüzden şimdi yatmam lazım. yarın devam ederiz. gece yarısı. reserveleri alın. antonyo yatar...

http://www.youtube.com/wa...emsqc&feature=related
(tinttlf ?, 11.06.2012 03:36)

sakin olun piçler. tamam biraz daha yazayım. ama hakkaten yarın işim var...
(tinttlf ?, 11.06.2012 03:40)

alın hadi devam ediyorum...

________________________________________________________________________________________

hemen fırladım.
evi bulmak zor olmadı.
ssk sağolsun. ayşen kazıdaydı. epey uzaktaydı.
meltemin evde olması umuduyla kapıyı çaldım.
açılmadı…
ısrarla çadım ama kimse yoktu.
uyuduğunu düşünmüştüm. ama ya gittiyse.
teslimat zaten gecikmişti.
ayşeni aradım. evde cüzdanımı düşürdüğümü söyledim.
meltem evdedir dedi. ararım şimdi.
aradı da…
telefonun sesi içeriden geliyodu.
evdeydi.
ayak sesleri duydum. aceleyle cevap verdi.
ve hemen kapıyı açtı.
orta boylu kısa kızıl saçlı, fiziksel olarak benim alışık olduğumdan zayıf ama gayet tatlı bi kızdı.
akşam dikkatle incelememiş olmama şaşırmadım.
ayşenin yanında bi hiçti.
ama bi fark vardı. kız duştan çıkmıştı ve üzerinde bi havluyla kapıyı açmıştı.

kusura bakma dedi.
pek müsait değilim.
sen geç ben geliyorum…
(tinttlf ?, 11.06.2012 03:41)

@502 geldik şimdi oraya. aşağı yukarı %45'ini okumuşsun pampa...
(tinttlf ?, 11.06.2012 03:43)

bi telaşla odaya fırladım.
paket ordaydı ve sapasağlamdı.
cebimden düştü herhalde dedim. içeri geri döndüm.
çıkıp gitmek istemedim.
meltem kahvaltı hazırlıyodu.

-kusura bakma dedim. rahatsız ettim.

-sorun değil dedi. akşam ki kadar olmadım.

-utanmıştım. özür dilerim dedim. rahatsızlık vermek aghfludhad…

lafı ağzıma tıktı. ayşen dedi. eski arkadaşımdır.
açıkça söylemeliym ki bi çok insanla beraber olduğuna şahit oldum.
ama böyle bi şey görmedim. (müzikal metaforlar kullanmaya başladı… soradan öğrendiğime göre o da müzik okumuş. master için uğraşıyomuş.)
yaşca küçük olduğun belli ama öyle büyük bi enstrünmanla verdiğin konçerto epey büyüktü.

gururum okşanmıştı amk.
resmen iltifattı bu.
gülümsedim.
ekledi…
biliyo musun..

"enstrüman küçüldükçe çalmak zorlaşır."

bu neydi lan şimdi karı bana yazıyo muydu. yoksa yaşıma mı gönderme yapıyodu. her iki durumda da umrumda değildi.

yapmam gereken önemli bi iş vardı...
(tinttlf ?, 11.06.2012 03:44)

çıkıp gittim.
saat 11 e geliyodu.
ben oraya gidene kadar daha da geç olucaktı biliyordum.
hızlandım.
vardığımda aynı telaş vardı.
safa bey aynı yerde oturuyodu. her şey aynıydı resmen.
monoton kelimesi o an anlam kazandı benim için.
bu kez içerde tanınıyor ve bekleniyordum.
adamlar ordaydı.
başımı salladım.
karşılık verip safa beyi işaret ettiler.

gittim...
(tinttlf ?, 11.06.2012 03:45)

-hoş geldin delikanlı.
ver bakalım…
sebastian. kontrol edin.
içerden aynı ses.

“temiz!”

tamam dedi teşekkür ederim.

cevap vermedim başımı sallayıp ayrıldım.

bi süre kimsenin beni aramayacağını biliyordum. otele döndüm. telefonumu kapadım. uzun olmasını umduğum bi uykuya daldım.
ama öyle olmadı. uzun zamandır böyle uzun uykular uyuyamadığımdan mıdır nedir.
zannedersem 4 saat kadar uyuyup uyandım.
telefonumu açtım. çok geçmeden çalmaya başladı.

ayşendi arayan...
(tinttlf ?, 11.06.2012 03:46)

-nerdesin? merak ettim.
-neden ki? dedim.
-cüzdanını alıp almadığını bile söylemedin. bi haber verseydin.
cevap verme gereği hissetmedim. nerdesin diye sordum. evdeyim dedi. tamam dedim müsaitsen geliyorum.
(tinttlf ?, 11.06.2012 03:47)

gittim. saat 6 ya geliyordu.
kızlar (meltem ve ayşen) yemek hazırlıyorlardı…

bu telaş ben geliyorum diye miydi?

bugün uzun süre sonra kahvaltı yaptığımdan açlık hissetmiyodum.
ama yemekler güzel görünüyordu.
kırmak istemedim. masaya geçtik. kızlar sanki birbirleriyle bi yarış içinde gibiydiler.
durumu anlamıştım.
beceremiyeceğim bi işe kalkışmamalıydım.
ayşen bile zordu benim için.
o laflardan sonra meltemi oyuna dahil edemezdim.
zaten her şeye karşı körelen ilgim şu an cinsel bi açlık duymamı engellemişti.
üstlerine gitmedim.

ama…
(tinttlf ?, 11.06.2012 03:49)

bi yandan da hiç yaşanmamış bi tecrübeydi ve benim kaybedecek bi eşyim yoktu.
yani beceremeseydim nolurdu ki?
çeker giderdim yarın istanbula.
kararsızdım.
gecenin gidişatı kararımı belirler deyip kendimi olayların akışına bıraktım.
kızlar sürekli kendilerinden bahsediyorlardı.
ama ben dinleyemecek kadar yorgundum.
zaten kimse anlattıklarını birilerinin dinlemesi derdinde değildi sanki…
sanki hep daha çok anlatmaya uğraşır gibiydiler.

dayanamadım:
(tinttlf ?, 11.06.2012 03:50)

-tamam kızlar dedim.
ben ikinize de yeterim.
dün gece inleyen o kız bile bu söylediğimi kaldıramayacak kadar türkmüş meğer.

bi anda ikise yan çizmeye başladı:

-ne diyosun sen be.

bu beklemediğim bi tepkiydi. kıvırmalıydım.
bi kız üzerinde bi pike sarılı durusa karşımda ancak kıvıramazdım.
biliyosunuz.
bunu yaşadım.
ama tecrübeliydim ve kızlara dönüp:

-saatlerdir kendizi övüyosunuz. birbiriniz bile dinlemediniz. ama ben iyi bi dinleyiciyimdir ve ikinizide dinleyebilirim...
(tinttlf ?, 11.06.2012 03:51)

olum ayağım alçıda lan ibneler. biraz insaflı olun. öldüm valla ya burda. bir iki parça daha atıp yatıyorum beyler. kusura bakmayın...
(tinttlf ?, 11.06.2012 03:52)

kızlar bunu alenen yemediler.
ondan emindim.
ama yüksek bi özgüvenle söylenen bi cümlenin ardında böyle bi kıvırış sergilemem hoşlarına gitti.
meltem dönüp:

-belli canım ondan oflayıp duruyosun dimi bi saattir. dedi.

-dinlerim dediysek ayık kafaya değil canım. ben bişeyler alıp geleyim.

deyip çıktım. bi sigara kırdım. sonra bi tekel aramaya başladım.
kırdım dediğim, filtresini kırarak içerim ben piçler. açıkliyim de…
(tinttlf ?, 11.06.2012 03:52)

açık bi yer buldum.
bu durumda en iyi gidecek şey tekilaydı.
bi şişe kaptım. bi kaç da bira alıp eve döndüm.
kızlar gülüşüyorlardı. ya rekabetten vaz geçip boşvermişlerdi, ya da başka bir şey vardı.

ne olduğunu anladığımda çok ta şaşırdım diyemem…
(tinttlf ?, 11.06.2012 03:54)

muhabbet sohbet shot lar derken meltemin bana yakınlaştığını fark ettim.
amk ayşen le zaten durumumuz belli.
göz ucuyla baktım.
durumdan rahatsız gibi görünmüyodu.
ayşene sarılan kolumu çekmeden meltemi kendime çektim ve…

(burayı anlatmicam piçler. tahayyül edin amk. sonuç belli)
(tinttlf ?, 11.06.2012 03:55)

@533 işte bizim iş böyledir pampa.
(tinttlf ?, 11.06.2012 03:56)

neyse bu işi uzatmamalıydım.
bi kaç gün sonra istanbula döndüm.
epey sessiz bi ay geçirdim.
arada okula uğradım.
arada gizemle takıldım.
ama bi atraksiyon yaşamadım.
yaşadığım tek sorun okulla ilgili oldu. devamsızlık sorunu sınavlar vs. ama sevgili orospu çocuu kp ye onu hallettirdik. okul bitmek üzereydi.
gizem sınava hazırlanıyodu. avril de öyle…
arasamıydım…
aramadım.

bi daha da hiç haber alamadım ondan.
uzunca bi süre boyunca. ama kardeşiyle bağımız koptu diyemem.
bi süre onunla uzaktan uzağa senede bi kaç defa konuşmaya devam ettik.
ama o gün avrili sonsuza kadar kaybetmiştim.
neyse eskiye dönmeyelim. mayıs ayının sonlarıydı. kapı çaldı.
kesin yarak kafalı bay x’ti.
habersiz başka kimse gelmezdi amk.

kapıyı açtım…
(tinttlf ?, 11.06.2012 03:58)

tabi ki oydu amk.
ama bu kez ilginç bişey vardı.
adam elinde poşetle gelmişti. şıngır şıngır öten bi poşet.
vay abim dedim. gel… geç içeri…

oturduk. karşılıklı içtik.
ilk defa bana kendisi hakkında bi şeyler anlattı.
bu işe nasıl bulaştığını. nasıl bu duruma geldiğini.
işte o gün öğrendim.
aslında kp nin adamı değil yüzdeyle çalışan bi kolu olduğunu.
kp dedi.
bu işlerin kompedanıdır.
o kazılara niye hala gidiyo sanıyosun.
adam aklına gelemicek kadar büyük serveti var.
orası belliydi zaten amk. ama ne ayaktı bu adam.
ne taşıyoduk biz. bilmeden yapmak daha zordu sanki…

boşver dedi
öğrenme.
peki dedim abi niye ben. kp bana, beni seçmekle hata etmediğini söyledi… özellikle seçim yapmış gibi. niye dedim abi. seçilmiş adam mı kalmadı amk.

öyle düşünme dedi.
eminim başka bişey vardır içinde.
seçim yapmış olabilir.
rastgele sen onun kucağına da düşmüş olabilirsin.
tek bildiğim, bunu bi tek o biliyodur.
cevabını ben veremem.
(tinttlf ?, 11.06.2012 04:00)

sorular kafamda çoğalıyor, düşünceler büyüyordu artık.
son 1.5 yılda 15 yıl yaşlanmış gibiydim.
muhabbet sohbet derken, bay x kalkmaya hazırlandı.
bende arkasından kalktım.
kapıda bana; hazır ol dedi.
yarın işimiz var.
yok yere gelmez zaten amcık.
neyse adam hala idolümdü ve aslında çok iyi muhabbeti vardı.
tamam abi dedim. iyi geceler.
(tinttlf ?, 11.06.2012 04:02)

benden bu gecelik bu kadar beyler. yarın gece devam edicem hepinizi öptüm.
(tinttlf ?, 11.06.2012 04:02)

piçler, benim de en az sizin kadar ebem sikildi. şu uyandığım saate bakın amk. 6 buçukta kalktım amk.
sonunu okudum rüyaydı falan diyenler var. bunun neresini düzeltsem bilemedim amk. öyle bi şey yok. teslimat meselesi de şakaydı. liseli çocuk değilim artık. teslimat işlerine bakmıyorum. neyse maymun sikişmiş gibi görünen gözlerimle çıkıyorum amını siktiklerim. siz yayıla yayıla uyurken. bu arada ayağım kırık değil. burkuldu basket oynarken çocuklarla. smaç vurunca mahalledeki mal veletlerden biri altıma koştu. ezilmesin diye sakınmaya çalıştım. ayağına bastım. burkuldu. kas yırtığı oluşmuş baldırda. ayrıca parmaklara giden sinirlerde kopma ve zedelenme varmış. bilekte de biraz çatlak sanırsam. topuğumu basamıyorum sadece. ayak ucumu basabiliyorum. hepinizin amk. bi geçmiş olsun diyeceğinize amcık gibi laf yetiştiryosunuz...

gece saat 12'ye doğru burda olun.
(tinttlf ?, 11.06.2012 07:04 ~ 07:16)

piçler istek üzerine ayşen capslerini atıyorum. neyseki onun baya fotosu var elimde:d

edit:
http://tinypic.com/view.php?pic=zn8vg2&s=6

http://tinypic.com/view.php?pic=2ex3hmx&s=6

http://tinypic.com/view.php?pic=ziqfy0&s=6

http://tinypic.com/view.php?pic=xoo7dx&s=6

bunları da bahsettiğim fiziğini anlayın diye atıyorum... nasılsa bununla duygusal bi ilişkimiz olmadı.

http://tinypic.com/view.php?pic=11bhevb&s=6

http://tinypic.com/view.php?pic=33ytdlu&s=6
(tinttlf ?, 11.06.2012 11:31 ~ 11:35)

@669 hepsi bantlı uydurma amk nerden gördün amcık...
(tinttlf ?, 11.06.2012 11:49)

beyler gece olmadan son bi şey dicem. yemin ederim taşıyıcıyı izlemedim...


evet beyler... gece yarısını yaklaştığımız şu saatlerde, pmlerle veya başlıkta, sorduğunuz bazı soruları cevaplıyorum:

1- olay ne zaman olmuştu?

- istanbula ilk gittiğim yıl, 1999'du. şu an sanırsam 2000 yılını anlatmaktayım.

2- taşıdığın şey ne?

3- devlet sırrı neresinde bunun?

- bu iki sorunun cevabı da aynı. yani devlet sırrı diye bahsettiğim şey, taşıdığım şeyin ta kendisiymiş meğer...

4- kp kimdir? nedir? bu kadar parası varsa neden bu işle uğraşmaktadır?

- kp bini, servetini zaten bu yolla elde etmiştir. bahsi geçen sevkiyatta taşınan şeyleri elde edebilen tek kişi deyip daha fazla açmayayaım...

5- taşıyıcı filmini mi izledin?

- yemin ederim taşıyıcı filmini hiç izlemedim. jason statham'ı severim ama hatırladığım kadarıyla sadece snatch ve revolver filmlerini izlemiştim. ha bi de ölüm yarışı vardı. belki daha da vardır aklıma gelmedi ama taşıyıcıyı hiç izlemedim. google dan kontrol ettim. doğruladım. izlemedim...

6- seks detaylarına neden girmiyosunuz?

- gibiş sokuşla bizi oyalama diye tepkiler alınca hak verip fazla anlatmamaya karar verdim. gerçi bu isteğin gündüz vakitlerinde geldiğini düşünürsek, liseli ya da orta okullu veletlerin istemiş olabileceğini düşünüp bunu da geçiyorum.

7- olaylar bir rüyadan mı ibaret? sonu öyle bitmesin...

- bu fikri ortaya atan malın beynini gibeyim. böyle bi şey yok.

8- hani bugün teslimat vardı?

- teslimat konusunda şaka yaptığımı, artık bu işle uğraşmadığımı, farklı alanlarla ilgilendiğimi ve ayağımdaki sakatlıktan dolay alçılı olduğunu söylemiştim. yaklaşık 10gündür evden dışarı adım atmadım beyler.

9- anlattıkların gerçek mi?

- olayların bire bir olmadığını, yaşadıklarımda yola çıkarak bazı düzenlemeler yaptığımı(mecburen) açıklamıştım. bire bir anlatamam hepsini.

bu kadar... bizi izlemeye devam edin.

_____________________________________________________________________________
(tinttlf ?, 11.06.2012 21:19 ~ 21:22)

beyler 10 - 15 dk. sonra başlıyorum yazmaya... toplansın millet ufak ufak... liseli tehlikesi falan demeyip başlicam çünkü dün gece ki kadar dayanamam bu gün çok yorgunum amk...
(tinttlf ?, 11.06.2012 22:29)

previously on gelin şahit olduğum devlet sırrını vol 2 :

neyse bu işi uzatmamalıydım. bi kaç gün sonra istanbula döndüm. epey sessiz bi ay geçirdim. arada okula uğradım. arada gizemle takıldım. ama bi atraksiyon yaşamadım. yaşadığım tek sorun okulla ilgili oldu. devamsızlık sorunu sınavlar vs. ama sevgili huur çocuu kp ye onu hallettirdik. okul bitmek üzereydi. gizem sınava hazırlanıyodu. avril de öyle… arasamıydım… aramadım. bi daha da hiç haber alamadım ondan. uzunca bi süre boyunca. ama kardeşiyle bağımız koptu diyemem. bi süre onunla uzaktan uzağa senede bi kaç defa konuşmaya devam ettik. ama o gün avrili sonsuza kadar kaybetmiştim. neyse eskiye dönmeyelim. mayıs ayının sonlarıydı. kapı çaldı. kesin yarak kafalı bay x’ti. habersiz başka kimse gelmezdi amk. kapıyı açtım…

tabi ki oydu amk. ama bu kez ilginç bişey vardı. adam elinde poşetle gelmişti. şıngır şıngır öten bi poşet. vay abim dedim. gel… geç içeri…
oturduk. karşılıklı içtik. ilk defa bana kendisi hakkında bi şeyler anlattı. bu işe nasıl bulaştığını. nasıl bu duruma geldiğini. işte o gün öğrendim. aslında kp nin adamı değil yüzdeyle çalışan bi kolu olduğunu.
kp dedi. bu işlerin kompedanıdır. o kazılara niye hala gidiyo sanıyosun. adam aklına gelemicek kadar büyük serveti var.
orası belliydi zaten amk. ama ne ayaktı bu adam. ne taşıyoduk biz. bilmeden yapmak daha zordu sanki…
boşver dedi öğrenme.
peki dedim abi niye ben. kp bana, beni seçmekle hata etmediğini söyledi… özellikle seçim yapmış gibi. niye dedim abi. seçilmiş adam mı kalmadı amk.
öyle düşünme dedi. eminim başka bişey vardır içinde. seçim yapmış olabilir. rastgele sen onun kucağına da düşmüş olabilirsin. tek bildiğim, bunu bi tek o biliyodur. cevabını ben veremem.
(tinttlf ?, 11.06.2012 22:38)

sorular kafamda çoğalıyor, düşünceler büyüyordu artık. son 1.5 yılda 15 yıl yaşlanmış gibiydim. muhabbet sohbet derken, bay x kalkmaya hazırlandı. bende arkasından kalktım. kapıda bana; hazır ol dedi. yarın işimiz var.
yok yere gelmez zaten amcık.
neyse adam hala idolümdü ve aslında çok iyi muhabbeti vardı.
tamam abi dedim. iyi geceler.
(tinttlf ?, 11.06.2012 22:38)

ertesi gün bay x geldi.
hazırlan dedi çıkıyoruz.
adam gibi bişeyler giy.
emniyete gidiyoruz.
hasgibtir ne işimiz var lan emniyette.

önce bi kaç belgeyi hallettik. fotoğraf falan.
ordan gittik emniyete pasaport başvurusu yaptık.
anlamıştım. artık antalya üstünden çalışmicaktım.
iş büyümüştü sanki.

içimin karıncalandığını hatırlıyorum.

karnım ağrımıştı. ne için istiyorsun pasaport almayı dediler.
sporcuyum dedim. lisansım var. yurtdışı kamplarına katılmak istiyorum.
ulan ne spormuş arkadaş. yıllardır hep arkaümü kurtardı.
bi bu bi de gizem.

bugün gizemi aramalıym diye düşündüm...

eve döndük...
(tinttlf ?, 11.06.2012 22:39)

bay x pasaport işleminde bi pürüz olmayacağından emin olduğunu söyledi.
ehliyeti hallettiği gibi bunu da halledememişti ama zorluk ta çıkmayacağa benziyordu.
eywallah dedim.
eve döndüm.
gizeme mesaj attım.

bi yerlere gidelim mi?

"oluuuuur"
diye bi cevap atmış. sevinmiş kız yazık.

tamam dedim akşama hazır ol. birlikte çıkarız.

"olmaz" dedi.

"sen beni köşede bekle. bizimkilerle aramız bozuk"...
(tinttlf ?, 11.06.2012 22:40)

cevap atma gerği duymadım.
o da atmayacağımdan emindi biliyorum.
gece gizemi aldım. istiklale çıktık. daha bi yere girmemiştik bile.

3 tane andavallı gizeme laf attılar.

kız bi an korktu ama benim o yönümü görmemiş olsanızda, tahmin edebileceğiniz gibi bu konularda katıyımdır.

fiziğiminde verdiği güvenle ne diyonuz yaraklar diye çocuklara diklendim.
ortalık kalablıktı ama kimse araya bile girmedi.
binlerden biri hamle yaptı ama balyoz gibi indim bine.
sonra diğerine.
gözüm dönmüş ama sonradan hastanede gizemin anlattığına göre çocukları öldüresiye dövmüşüm.
tabi sonra biri bıçak çekip sol koltuk altıma 1 defa sırtıma 1 defa kalça ve baldır bölgeme de 5 defa bıçak sallamış.
allahtan bıçak küçükmüş.
kalıcı bi zarar vermemiş.
ben bi kaç gün sonra uyandığımda anlattı hepsini gizem.
gözleri şişmişti.
başucumda oturuyordu.
gözümü açığımda onu gördüm.
gözleri öyle bi parladı ki…

sanırım yine aşık oluyordum…
(tinttlf ?, 11.06.2012 22:42)

bi memur geldi odaya.
ifademi alcakmış.
hatırladıklarımı anlattım.
" şikayetçi misin"? dedi.
zaten nezaretteler, yok dedim, değilim. uğraşamam onlarla.

merkeze uğra bi ara dedi.
tamam dedim. zaten uğricaktım. pasapot için.
bi kaç gün daha hastane de kaldıktan sonra doktor eve gidebilirsin dedi.
kalktım gittim...

sağolsun gizem…
bana çok destek oldu.
annesi ve babası da öyle.
bi müddet evde yattım.
sanırım 7-8 gün.
sonra emniyete gittim.
pasaport işleri için.
sonra yeniden eve.
telefonum çaldı.

arayan hiç beklemediğim biriydi…
(tinttlf ?, 11.06.2012 22:43)

ayşendi…

-uzun zamandır sesin çıkmıyor nerdesin?

-istanbuldayım. meşgulüm

-neyle meşgulsün

-sana ne

-aman be soranda kabahat. neyse, ben haftaya istanbul’da olurucam. görüşür müyüz?

_ bilmem başımdan (olayı anlattım) … bi olay geçti. evde yatıyorum hala kendime gelemedim.

-daha iyi bi yalan bulamadın mı? deyip yüzüme kapadı.

hay ızdırabını gibeyim ya. bi gün başıma bişey gelirse bu karılar yüzündendir. neyse geri aradım.

ciddi olduğumu söyleyip evin adresini verdim.
(tinttlf ?, 11.06.2012 23:01)

hay amk antonyo senin… adresi niye verdin amk. gizeme karşı bişeyler hissetmeye başlamışken… yok yok bana müstehaktı amk. şimdiden yolumu yapmalıydım. gizeme bi şekilde bi şey söylemeliydim ki, bu durumdan zararlı çıkmamalıydım… ama ne?
(tinttlf ?, 11.06.2012 23:02)

gizeme bahane bulmakta çok zorlanmadım.
çünkü hatun zaten biliyodu amk pis işlerle uğraştığımı.
evden de pek ayrılmamam gerekiyo.
bi kaç gün ortalıkta dolaşma.
bi işim var. ben çıkamıyorum onlar gelicek dedim.
tamam dedi tereddüt etmeden.
zaten sınavı vardı.
artık yoğunlaşmalıydı.

benim yüzümden uzun zamandır bi çok şeyden uzak kalmıştı...
(tinttlf ?, 11.06.2012 23:03)

dinleyen var mı lan?
(tinttlf ?, 11.06.2012 23:06)

gizemle son bi kez benim evde buluştuk.
sonra evine çıktı.
neredeyse tüm yaz boyunca görüşemeyeceğimiz bilseydim, onu bukadar çabuk göndermezdim.

aradan bi kaç gün geçti. ayşen aradı.

-evini bulamıyorum.!!

bulunduğun yeri tarif et dedim. gelip alırım seni.
merak etme ayağa kalktım artık…
aslında eve baya yakınmış. iki sokak erken dönmüş sadece.
atladım motoruma. aldım geldim.

(motora tabi binler. sıçmaya bile onunla giderdim eskiden)
(tinttlf ?, 11.06.2012 23:07)

dönüşte markete uğradım. bişeyler aldım.
yiyecek içecek vs. ev tam takırdı.
son zamanlarda zaten hep yukardan yemiştim.
mutfak leş gibiydi amk.
neys çıktık geldik eve.
o an gizemin beni pencereden izlediğini hissettim.
kafamı kaldırığımda göremedim ama biliyordum ordaydı.
beni elimde poşetlerle yanımda taş gibi bi kızla görmesi hoşuma gitmemişti nedense.
harbiden bi şeyler hissediyodum galiba lan…

bu durumu açıklamak için yakın zamanda bi daha fırsatım olmayacaktı…
(tinttlf ?, 11.06.2012 23:07)

ilk gece ayşen bana bi kız arkadaştan çok bi kardeş bi anne gibi davrandı.
hasta çocuğuna bakıp başında nöbet tutan bi anne gibi.
uykum iyice hafiflemişti. çıt çıksa uyanır olmuştum.
ayşenin bu telaşı uykularımı bölse de bozmak istemedim.
hoşuma gidiyodu.
o da gizem gibi başımdan ayrılmıyodu sanki.
ama bu kızda bi farklılık vardı. hastanede ki gizem’in haliye ayşeni karşılaştırınca…

asıl anne şevkatini gizemin gösterdiğini fark ettim.

ayşense…
(tinttlf ?, 11.06.2012 23:08)

ne bilim lan sanki buna mecburmuş gibiydi.
bu onunla ilgili duyduğum ikinci şüpheydi.
irdelemedim.
ama asla ona tam olarakta güvenemiyodum.
içimdeki o ses uyarmıştı beni.
tam hatırlamıyorum ama ayşen yanımda 10 günden az kaldı.
sonra bi ara yolcu ettim.
ankaraya döndüğünü, artık antalya ‘da işi olmadığını söyledi.
hatırlarsınız. aslında ankarada okuyodu kız.

bay x’i aradım.

-abi param bitmek üzere…

-tamam dedi hallederiz. idare et. bi kaç güne kadar yanına uğrarım. bi an önce iyileş artık.

enerjini boşa harcadın günlerdir...
(tinttlf ?, 11.06.2012 23:13)

@770 şarkı var aklımda bi kaç ama uygun zamanı bekliyorum...
(tinttlf ?, 11.06.2012 23:14)

vay bin. lan bu benim evi mi gözetliyodu.
gerçi evde dinleme cihazı kamera vs olsa bile şaşırmazdım ki.

bay x bu amk.
ne hangi taşın altında olduğu bellidir, ne hangi başın üstünde olduğu…

gizemli adam.
gözümde hala büyüyen, ilginç bi yakınlık duyduğum adam.

içimden “sağolsun” dedim.

uyuyakalmışım...
(tinttlf ?, 11.06.2012 23:14)

evde durmaktan artık kafayı yemek üzereydim.
giyinip çıktım.
nereye gittiğim hakkında hiç bi fikrim yoktu.
sokak aralarında biraz dolanıp bilmediğim bi yerden ana yola çıktım.
yavaş yavaş ilerliyordum.
nereye gittiğimi bilmeden.
aslında gidecek bi yerimde yoktu artık.
ailemle bağlarımız kopma noktasına gelmişti.
zaten babamla aramız hiç iyi olmamıştı.
biliyosunuz.
bahsetmiştim başlarda…
arada bir annemle konuşuyorduk sadece.
amaçsızca sürdüm.

hiçbir yere doğru…
(tinttlf ?, 11.06.2012 23:15)

@775. eyvallah. gayet güzel oldu.
(tinttlf ?, 11.06.2012 23:16)

yorulmuştum.
sırtımda hala derin bi yara vardı.
diğerleri çoktan geçmişti bile.
motorda oturmak beni zorlamıştı.
evden çok uzak olduğundan emin olduğum ama neresi olduğu hakkında hiç bi fikrim olmayan bi yerde bi tabela dikkatimi çekti…

“balıkçı xxx”

isim vermiyoruz gençler malumunuz..

meyhanedir lan burası deyip girdim.
balıkçı diye görünce sahil kenarı mekanları gibi sanmıştım.
ama öyle değildi.
içeride balık kokusu bile yoktu neredeyse.
ama rakı kokusu vardı.
bi çok başka içkide.
kapıda kimseyle karşılaşmadım. ama içeri girdiğimde tüm gözlerin üstümde olması beni biraz ürkütmüştü.
ne diyeceğimi bilemedim. donmuş gibiydim. tabelada bahsi geçen balıkçı olduğunu tahmin ettiğim bi adam bana dönüp:

-buyur delikanlı birine mi baktın dedi.

hiç tekin bi yer değildi. burada bi işler döndüğü kesindi. hayatımda arkaümü toplayan sadece iki kişi vardı. gizem ve bay x. ikincisini seçtim:

-bay x’i arıyorum.

-kim söyledi sana burada olduğunu?

-kimse. her yeri arıyorum. buraya da bakayım dedim.

-hangi x’miş bu dedi.

-sen hangisi tanıyosun balıkçı… dedim

adamın bakışları değişmişti. bu kez de o benden kıllandı…

-polis misin? diye sordu

-polis olsaydım dedim. ya sen bunu çoktan öğrenmiş olurdun… ya da ben x’in nerede olduğunu.

bekle burada dedi.

içeri geçti.

birazdan yanında bi adamla çıkıp geldi.

adamı gözüm bi yerden ısırıyodu ama nerden…

http://www.youtube.com/watch?v=if1vaftxhjw
(tinttlf ?, 11.06.2012 23:18 ~ 23:20)

beyler sevkiyat işi uydurmaydı demedim. dün gece demiştim ki ben yarın sevkiyat var. bundan bahsediyorum. yoktu yani. hepsi geçmişte kaldı. kafayı çalıştırın azcık yormayın beni...
(tinttlf ?, 11.06.2012 23:37 ~ 23:39)

ilk yaptığım nakliye işini hatırlıyo musunuz piçler.
malı bi sahaf tan almıştım.
aradan uzun zaman geçmişti tabi.
adamı ilk görüşte tanımamam normaldi.
ama o beni tanıdı.
birlikte çalıştığım adamı arıyor olmam pek hoşuna gitmemişti.
yanıma sokulup usulca sordu:

-bi sorun mu var?

dışarı gel dayı dedim. burada olmaz…

kapının önüne çıktım. elime cebime attım. bi an tırstı. merak etme dedim asla silah taşımadım…
(tinttlf ?, 11.06.2012 23:38)

bi sigara çıkardım.
önce kendime kırdım bi tane.
sonra ona uzattım.
aslında tüm bu ritüelin tek bi sebebi vardı.
gece gece saçma sapan bi şekilde olmamam gereken bi yere girmiştim, ve daha girişte bişey uydurup insanları şüphelendirmiştim.
ya bütün karizamamı ayak altına alıp bunu neden yaptığımı söyleyecektim.
ya da bişey uyduracaktım.
ee beyler kızlara karşı başarısız olabilirim ama.
dayı dan neden çekineyim.
hayatımın yalanını orada söyledim.
sonucunda kafamı kurcalayan bir soruya cevap aldığım o cümleyi kurdum:

-bi parti kargo dün yok oldu…
(tinttlf ?, 11.06.2012 23:39)

nasıl dedi nasıl yok oldu.

-basbaya işte. kimseyle iletişime geçemiyorum. bay x ten haber almayalı nereydeyse 48 saat oldu. bi sorun olabilir. elim kolum bağlı bekleyemezdim…

adam inanmıştı. garibim bay x le hergün konuştuğumuz falan sandı herhalde.

-umarım dedi… bi sorun yoktur. çünkü artık çok az kaldı…

- ne dedim ne çok az kaldı.

sorumun cevabı, taşıdığım şeyin tam olarak ne olduğunu açıklıyordu piçler.
ve bu devlet sırrınında ne olduğunu.
devletin en üst birimlerinin bile bu sevkiyatın varlığından haberdar olduğunu, neden bu kadar gizli olduğunu.
ama bu kez aklıma başka bi soru takılmıştı.
bu işi neden ben yapıyordum?
neden madem nadir bulunan bir şeydi de benim elime teslim etmişlerdi…
ilerde bunu da anlayacaktım.
çok yakında…
tüm sorularımın cevap bulduğu o gece yarısında…
ama şimdi değil..

sabredin...

bay x’i aradım.

-konuşmamız lazım. bana gel.

çabuk!!!

sinirliydim. böyle bişeyin benden saklanması hoşuma gitmemişti.

ulan o gece düşündüm de…
ya ayşenlerin evinde paketi düşürdüğümde bulamasaydım.
ya kızlardan biri alıp açsaydı…
şanslı bin dedim kendi kendime…

bilmeden yırtmışsın…
(tinttlf ?, 11.06.2012 23:42)

eve gittim.
bay x arabasında beni bekliyordu.
evin biraz ilerisinde karşı tarafa park etmişti.
uzaktan o olduğunu analadım.
apartman kapısına kadar ona bakmadım.
biliyodum.
severdi böyle işeri.
ama aslında haksızda değildi.
şimdi anlamıştım.
o tehlikedeydi.
ben değildim.
18 yaşında dikkat çekmeyecek biriydim.
genç atik, gözükara…
kimsenin aklına üstümde ne taşıdığım gelmeyecekti.
belki de bu yüzden apansız geliyordu evime.
belki de bu yüzdendi bu işi bana yaptırmaları.
ama yeterli değildi.
bazı cevaplara ihtiyacım vardı.

ve bay x’in bişeyler sakladığını biliyordum.
(tinttlf ?, 11.06.2012 23:43)

eve girdim.
x’te arkamdan geldi bi kaç dakika sonra…
içeri geçtik.
gergin ve sinirliydim.

neden dedim…

neden bana söylemedin abi…

neden bahsettiğimi anlamıştı. sanırım… ama kuşkulu gözlerle baktı. başka şeylerde vardı belki de sakladığı…

-ne diyosun çocuk !

bu cümle hiç hoşuma gitmemişti. oda sinirlenmiş gibiydi. ama geri vitesim yoktu.

-taşıdığımız şey dedim. başlarda utandırıcı sandım ama… aklıma bile gelmezdi…

-sana öğrenmen bi işine yaramaz demiştim. kimden öğrendin…

durumu anlattım. bu kez sahaf dayıya sinirlendi..

-kurcalama dedi. bildiklerini de unut. senin için en doğrusu bu… ha bir de, ayşen diye bi kız varmış.

kendini kaptırma…
(tinttlf ?, 11.06.2012 23:44)

yaa huur çocukları bi insan gibi bişey söyleyin lan. hevesimi kursağımda bırakıyosunuz. gidin amk dinlemicekseniz zorla mı tutuyoz?
(tinttlf ?, 11.06.2012 23:46)

bir hışımla kalkıp çıktı.
kafamda resmen filler gibişiyodu binler.
tam en önemli soruyu cevapladım derken daha çok şey kurcalamaya başlamıştı kafamı.
evin içinde bir o yana bir bu yana turladım durdum gece boyu.
saat 03:00 sularıydı…
gecenin sessizliğine istanbul’a geldikten sonra hiç bu kadar net duyduğumu hatırlamıyorum.
arka balkonda sigara içiyordum.
telefonumun çaldığını duydum.
içeri koştum.
bu saatte beni kim arardı ki?

kesin bişey olmuştu kesin…
(tinttlf ?, 11.06.2012 23:49)

ne taşıdığımı gece yarısı söylicem demedim ki amcıklar. hikayenin sonunda söylicem
(tinttlf ?, 11.06.2012 23:49)

arayan kp ‘di. sesi telaşlıydı.

-yanında telefonun dahil hiç bişey alma. benim numaramı yaz ve uzaklaş o evden. artık güvende değilsin.

telefonu yüzüme kapadı.
beklemediğim bir durumdu.
kp’nin numarasını yazdım.
kartı çıkarıp klozete atmayı planlıyodum.
ama bişey daha yaplamalıydım.
bi numara daha almalıydım…

gizemin numarasını da yazdım.
sonra kartı kırıp attım.
zaten az kalmış olan bir miktar paramı da alıp çıktım.
motora atladım.
o kadar çok gittim ki.
şu an dönüp gitsem.
aynı yolu bulamam.
şile tarafındaydım sanırm.
küçük bi motel çıktı karşıma.
girdim.
bu saatte gelmem onları şüphelendirdi belki ama umursamadılar.
bi oda tuttum.
biraz beklemem gerekti.
ertesi gün motelden ayrıldım.

bi benziklikten kp’yi aradım. ..
(tinttlf ?, 11.06.2012 23:51)

@823 güldürdün bin. eyvallah:) verdm şukunu
(tinttlf ?, 11.06.2012 23:52)

-sorun ne?

- bay x dedi… dün gece öldürüldü.

uzun zaman sonra ilk kez ağlamaklı olmuştum.

neden diye sordum…

safa dedi.
işin arkasında o olabilir.
hasgibtir lan.
antalyadaki safa bu.

sen dedi ortalarda dolaşma.
bi yolunu bul.
datçaya gitmen gerek.
beni varınca ara.
orada buluşuruz...
(tinttlf ?, 11.06.2012 23:53)

hasgibtir ya amk.
sırtımın ağrısı bile geçmedi daha.
zamanında keşke kör topal bi araba alsaydım.
otobüsle gidemem. istanbulda gidebileceğim bi yer de kalmadı.
motorla gitmelyim. kendime dinlenmek için fırsat vermeliyim diye düşündüm.
yol uzun sürecekti. önce yol üstündeki bi dükkandan bi kaç parça giyisi aldım.
sonra başka bi motel bulup geceyi orada geçirdim.
ertesi gün sabah 7 de yola çıktım...

http://www.youtube.com/watch?v=p2wgmyfr9ke

not: şarkıyı dinleyin.
(tinttlf ?, 11.06.2012 23:53 ~ 23:55)

neredeyse 18 saatir yoldaydım
. ölmek üzereydim artık.
muğla il sınırına girmiştim.
şehir merkezine saptım.
daha fazla devam edemezdim.
yine yol üstünde şehir dışında sayılabilecek bi otel vardı.
bu kez daha lükstü.
4 yıldızlı bir yer.
girdim.
boş odaları olmadığını, ancak şehrin içinde başka bir otel ayarlayabileceklerini söylediler.

dilerseniz bir arkadaşımız size eşlik etsin.
çıktığım otelin ismiyle yeni geldiğim otelin ismi arasındaki benzerlik dikkatimi çekmişti.
“dağhan” ve “denizhan”.
bu isimlerin bana bişey ifadesi gerektiğini anlamıştım.

bunu çok geçmeden öğrenecektim…
(tinttlf ?, 11.06.2012 23:56)

geceyi orada geçirdim.
ertesi gün yola çıktım.
yaklaşık 2.5 saat sonra datça’ya varmıstım.
gözüme bi telefon kulübesi ilişmedi.
bende bi telefoncuya gittim.
bi telefona ve karta ihtiyacım olduğunu, kendiminkini çaldırdığımı söyledim.

numarasını ver aynısını çıkaralım abi dediler.

yok dedim.
hat benim üstüme değildi.
babamın üstüneydi.
yenisini verin.
ama resmi işlerle uğraştırma beni.

açık bi hat yok mu?
(tinttlf ?, 11.06.2012 23:57)

var dedi. ama bunlar biraz pahalı.
ver dedim ya kaç para olabilir.
orta halli de bi telefon alıp dükkandan çıktım.
(hattı merak ederseniz… şirket üzerine alınmış bi numara olduğunu öğrendim sonradan)
kp’yi aradım:

-ben geldim. datçadayım.

-aferim evlat dedi. erken gelmişsin. ben akşama orda olurum. kendine mukayet ol. hat senin mi?

-evet dedim. açıklama yapma gereği duymadım.

-tamam dedi. akşam ararım. tekrar ediyorum. kendine dikkat et.
(tinttlf ?, 11.06.2012 23:58)

çok ta sikimdeydi zaten amk.
ölsem nolurdu ki lan.
neyse gizemi aradım.
sesi korku doluydu.
artık işlevsizleşmiş, üflemeli bir çalgının çıkardığı dalgalı ve hırıltılı bi nefesle konuştu.:

-seni çok merak ettim. bi şey olduğunu anlamıştım…

korkma dedim. ben iyiyim. istanbul dışındayım.

-evine dedi. hırsız girmiş.
sabah kapını kırık bulduk. ortalık darmadağındı. seni bulamayınca… başka bir şey sandık.

polis te seni arıyor…
hassiktir amk.
bi bu eksikti.

-sen merak etme dedim. ben iyiyim. belki bi daha arayamam. kendine iyi bak…

ve ilk kez bi şey daha söyledim ona:

-seni seviyorum…

hıçkırdığını duydum… ağlıyordu ama belli etmek istemezcesine sıktı kendini konuşurken.

“bende”

diyebildi sadece…

hoşça kal deyip kapattım.

kalacak bi yer bulmalıydım…

http://www.youtube.com/watch?v=1g9brwmkbfs
(tinttlf ?, 12.06.2012 00:00)

datçadaydım.
safa ya daha da yakındım.
kp’nin dediği gibi suçlu bu adamsa, benden de tehlike altında olabilirdim.
belli ki bi sorun yaşanmıştı.
ve kıyım bay x’ten başlamıştı.
evet.
bu bi başalngıçtı…

kiralık tabelası asılı bir ev dikkatimi çekti.
son 2 günde 3 otelde kalmıştım.
riskli olduğunu düşünüyordum.
tabeladaki yazılı olan numarayı aradım.
gecelik bile olsa kiraya veriyorlarmış.
şu apart denilen şeylerden biriydi.
tabeladaki numarayı aradım.
şiveli konuşan bi adam açtı.
bekle dedi…

geliyorum…
(tinttlf ?, 12.06.2012 00:01)

birazdan ellili yaşlarda bi amca yanında bi kadınla geldi.
kadın eşi tabiî ki.
neyse…
hoş geldin deyip kapıyı açtı.
içeriyi gösterdi.
ne kadar dedim.
sezon daha başlamadı o yüzden günlüğünü 90 dan vereyim dedi.
iyi dedim lan.
otel parası amk.
1 haftalık parayı peşin verdim.
teyze de elinde tuttuğu poşeti bana verdi.
al oğlum. lazım olur. vaktin olmaz falan.

poşeti açtım.
çay, şeker, peynir falan vardı.
içim cız etti o an.
kendi anacım geldi gözümün önüne.
sağol teyzecim dedim.
çıkıp gittiler.
(tinttlf ?, 12.06.2012 00:03)

evde bardak tabak bile vardı.
bildiğiniz ev.
eşyalı klimalı falan.
sevmiştim.
motoru arka bahçeye aldım.
sonra perdeleri kapayıp uzandım.
telefon sesiyle irkildim…

arayan kp’di.
nerdesin dedi.
tarif ettim.
site gibi bi yerdi. bulması zor olmazdı.
zaten çok geçmeden de geldi.
yiyecek bişeyler getirmişti.
yine pizza amk…

oturduk.
noldu dedim anlat…
çatlamak üzereyim.
bay x. öldürüldü.

anladık amk de neden.
henüz bilmiyorum dedi.
sen bişey biliyo musun?

öldürülmesinden bi gece önce sahaf dayıyla yaptığımız konuşma aklıma geldi.
acaba ben mal kayıp dedim diye mi başına bişey gelmişti.
adama kanım ısınmıştı lan.
üzgünlğüüme vicdan azabı da eklendi şimdi.
ama kp’e bişey söylemdim.

-hayır. her şey normaldi.

bu iş hiç iyi olmadı dedi.
tüm bağlantılarım koptu.
o iyi bir ortaktı.
bi süre sessiz kalacağız.
temmuz da yunanistana geçiyoruz.
hazır ol!

yüklü bi miktar para bıraktı.
bay x olmadığına göre artık maddi giderlerini ben karşılicam.

hayda amk.
iki soru daha takıldı kafama.
ama kp yavşağı bişey anlatmazdı.
siktiğim ketumu.
sormadım bile.
en azından ona.
kendime defalarca sordum bu soruları.

ortak mı?
artık benden alacaksın mı?

olmadı bu iş.

olmadı antonyo….
(tinttlf ?, 12.06.2012 00:06)

haziran ayının ortalarıydı.
sabah televizonda bi haber gördüm.
“öss stresi geçmedi” diye.

hasiktir.
gizem de girmişti sınava.
telefona sarıdım.
aradım.

-arayamadım bi süredir kusura bakma. sınavın nasıldı.

-çok merak ettim seni nerdesin.

-bunu şimdilik bilmesen daha iyi. sınav nasıldı?

-iyi gibi. bilmiyorum. bi yerler olur sanırım.

o zamanlar tabi üniversite sınavı daha kolaydı.
bahsi geçen sene 2001 amk. ...
(tinttlf ?, 12.06.2012 00:09)

uzun zamandır(avrilden sonra) telefonda bu kadar uzun konuşmamıştım.
bi müddet sohbet edip telefonu kapadım.
öğle saatleriydi.
dışarı çıktım.
çarşı tarafına indim.
yapacak bşeyler arıyordum.
çok sıkılmıştım.
karşılıklı iki dükkan vardı.
sahipleri iki aşık gibi atışıyorlardı.
muhabbetleri hoşuma gitti.
birine girdim.

(girdiğim meakn pub tarzı küçük bi yer, karşı dükkan da tekel bayi piçler)
(tinttlf ?, 12.06.2012 00:10)

dışarıda güneş vurduğu için içeri oturmuştum.
o zamanlar sigara da serbest olduğu için içerde oturmak mantıklı gelmişti.
bi biraz istedim.
sonra adamla sohbete başladık.
adı faruk.
orta boylu cılız bi adam.
kıvırcık hafif uzun kahverengi saçlı.
olduğundan daha yaşlı gösteriyordu.
ya da bana yaşı konusunda yalan söylemişti.
yaşça küçük olmamı umursamadı.
kendimi tatile gelmiş bi öğrenci olarak tanıttım.

muhabbet sarmıştı

akşam olmuş…
(tinttlf ?, 12.06.2012 00:11)

çıkışta bizim takıldığımız bi yer var istersen gidelim dedi.
reddetmedim.
buna ihtiyacım vardı.
1.5 yıldır asosyal bi şekilde yaşıyordum.
ki bu benim alışık olduğum bir durum değildi.
çıktık.
başka bi yere gittik.
bu kez gittiğimiz yer büyük bi bardı.
taştan bi bina.
iki katlı.
içeri girdiğimde alt katla üst kat arasındaki hiyerarşik ve sosyal farklılık gözüme çarptı.
bu tıpkı şey gibiydi…
eski lisemde okul servisinde gelip giderken biz okulun daha sosyal olan grubunun arka 5li de oturması.
ön koltuklara doğru asosyallik kat sayısının artışı gibi…

yerim üst kattı biliyordum.

çıktık…
(tinttlf ?, 12.06.2012 00:12)

5-6 kişilik bi grubun yanına oturduk.
masa da 2 de kız vardı.
(kızlara girmiyorum artık piçler. yokmuşlar gibi davranıp onlarla ilgili kısımları atlıyorum) kızlardan biri çantasının içinde bişeyler yapıyodu.
dikkatimi çekti.
çaktırmadan baktım…

başta sigara sardığını düşündüm.
ama değil.
uyuşturucuydu bu.
ot.
esrar.
ne derseniz.
ortalık yerde hem de…
yakıp içmeye başladı.
bana döndü.

sen de ister misin?

http://www.youtube.com/watch?v=aizzh_jmu3c
(tinttlf ?, 12.06.2012 00:15)

daha önce hiç denememiştim.
olmaz demedim.
çünkü buradaki tek suçlunun ben olmadığımı görmek keyfimi yerine getirmişti.
içmeye, çekmeye başladık.
muhabbet güzeldi..

(bu geceyi anlatmıyorum…)

faruk’la aramız epey iyiydi.
beraber takılıyoduk.
neredeyse bir aydır her gece bi ortamdaydık.
çevresi iyiydi.
sayesinde benim de olmuştu.
işime de gelmişti.
artık burada kimse bana bi yabancı gibi bakmıyordu.
zaten farukla da aynı evde kalmaya başlamıştık.
alkol uyuşturucu.
hepsini denemiştim.
işin kötüsü alışmıştım bu hayata.
9 temmuz günüydü.
o günü çok iyi hatırlıyorum.
bi grup gelmişti.
yelkencilermiş.

geçen hafta barcelona da yapılan bi turnuvadan dönmüşler.
orda biriyle tanıştım.
ismini vermiycem ama kız fb adına yarışıyodu.
barcelonada 30 küsuruncu olmuş.
türkiye şampiyonuymuş aynı zamanda.
benden küçüktü.
(tinttlf ?, 12.06.2012 00:16)

bi kaç gün sonra kp aradı.
1 haftaya kadar hazır ol…
söylemişti piç.
türkiye dışına çıkma vakti gelmişti.
diken üstündeydik.
en yakın yer yunanistandı.
gizemi aradım.
açmadı.
bi kaç saat sonra geri döndü…
ona sormam gereken önemli bişey vardı…
heyecanla açtı.

-bu kez kesin bişey oldu diyordum. iyi misin?

-iyiyim dedim. merak etme. sana bi şey sormam lazım. polis seni arıyo demiştin. ne oldu bişey çıktı mı?

-yok dedi. evin soyulunca ve ortalarda olmadığını gördüklerinde aramaya başlamışlardı.
1 hafta sonra bize tekrar uğradılar.
bi kaç gün önce konuştuğumuzu, senin burada tutunamadığını, memleketine döndüğünü söyledim.
nereli diye sordular.
bilmiyorum dedim.
numaranı istediler.
eski numaranı verdim.
polislerden biri aradı.
bu hat artık kullanılmıyo diye bi anons duymuş.
ben de artık eskilerden kimsenin sana ulaşmasını istememiş olabileceğini, yeni bi hayata başlamak istediğinden bahsettiğini söyledim.
mantıklı karşılayıp dosyayı kapattılar.
takipsizlik miyiş neymiş…

tek bi şey söyleyebildim.

-keşke hep yanımda olsan.

http://www.youtube.com/watch?v=z1jiey34hv8
(tinttlf ?, 12.06.2012 00:18)

ulan kız ne zaman sıkışsam götümü topladı ya.
bay x in boşluğunu doldurdu resmen.
sözü fazla uzatmadan telefonu kapadım.
hazırlandım.

son bir aydır biraz kıyafet sahibi olmuştum.
toplamam gereken bi çantam vardı bu defa.

kp den haber beklemeye başladım…


ertesi gün aradı huur çocuğu.
datça da güzel zaman geçirmiştim.
ayrılırken içim buruldu diyebilim.
belki de asıl nedeni, motorumu bırakmış olmaktı.
dedim ya binler.
severdim o motoru.
faruğa emanet ettim.
bi süre sende kalsın dedim.
iyi bak.
biz kp ile bi feribota bindik.
bi saat kadar sonra rodostaydık.
artık türkiye değildi burası.
ha bu arada kaçak gitmedik binler.
gizeme o yüzden sordum.
polis ne dedi diye.
eğer hala arıyo olsaydılar bi sorun olcaktı.
ama olmadı.
rahatça gittik.

rodos’a ordan da santorini' ye...
(tinttlf ?, 12.06.2012 00:20)

bi yere gittik.
büyük bi evdi.
taştan bi bina.
artık başka seçeneğin yok antonyo dedi kp.
sende benim kadar işin içindesin.
bu kadar sık görüşemeyiz.
bi dosya uzattı.
açtım.
anlatmaya başladı.
bunlar yeni adreslerin.
bu adreslerden alıp paketleri bana getireceksin.
sonra ben sana başka paketler vereceğim.
onları da buraya arkaüreceksin.
zamanımız dar.
kaybedecek vaktimiz yok.
ikimizde bu işten çok karlı çıkabiliriz.

bi kaç kafa karıştıran sorunun cevabını bi sonraki entryde yazıyorum binler.
(tinttlf ?, 12.06.2012 00:21)

içeri geçtik oturduk.
kp artık bana güveniyor gibiydi.
ilk kez bana insan gibi davranmıştı.
kaçacak bi yerimin olmayışıydı belki de bu rahatlığının sebebi.
tam zamanıydı.
konuşmaya başladım.

kafama takılan bi kaç soruyu sordum.
sormaz olsaydım.

-bay x’i kim öldürdü?

-bilmiyorum.

-neden ben? neden beni seçtiniz?

-ben seçmedim dedi. bay x seçti. bana sadece avril le aranızı yapmak kaldı

-nası ya yalan mıydı her şey?
- sen safa beyle aramızdaki tek bağlantıydın. safa bu işin kompedanıdır.
seni kullanmak zorundaydık.

anlatmaya başladı:
(tinttlf ?, 12.06.2012 00:22)

80 darbesi sonrasıydı.
siyasi suçlular her yerde aranıyor, bulunanlar çoğu öldürülüyor ya da işkence ediliyordu.
o zamanlar safa ya iyi dostumdu.
ikimizde eğitim kamplarında eğitilmiştik.
ben sonradan kendime başka bir yol çizdim.
o gerilla olmayı seçti.
darbe sonrasında bi kaç küçük olaya karıştı.
sonra çatışma öldü diye haberi geldi ama ölmemişti.
bunu çok sonra öğrendim.
ismini safa … olarak değiştirmiş ve suç dünyasına iyiden iyiye girmişti.
benimle bağlantıya geçtiğinde bunu fark ettim.
bi gün yine çalışmadaydım.
o zamanlar restorasyonda yapıyordum.
tanıdık bi yüz gördüğümü sandım.
ölmüş olduğunu duyduğumdan şaşırmıştım.
ama evet bu oydu…
yeni ismiyle safa..
eski ismiyle antonyo…

amcan yani….

(hatırlarsanız ben doğmadan önce amcamın öldüğünden ve babamın bana onun ismini verdiğinden bahsetmiştim binler)

ne amcası dedim lan amcık ağızlı kp.

türk filmi mi olum bu?
(tinttlf ?, 12.06.2012 00:24)

beyler insan eli bu amk. bu kadar hızlı yazabiliyorum ancak... arada da bekliyorum. belki bi yorum gelir. ne bileyim nick altıma huur çocukluğu yapmak dışında bişey yazılır diye ama nerdeee amk... madem öle, siz istiyorsunuz hikaye devam etsin, verecek yüz dolar daha... *
(tinttlf ?, 12.06.2012 00:26)

doğru olan bu dedi.
o gün benimle görüşmeye geldi.
ve benim hiç bilmediğim arkeolojik bi bilgiyi paylaştı benimle.
işte o günden sonra girdik bu işe.
91 yılına kadar da arkaürdük.

evet bilgi benim zaten bildiğim sizinde bilmeyi sabırsızlıkla beklediğiniz şey binler:

kendi ağzımdan anlatıyorum.
öldünüz amk.
cumhuriyet sonrası anadolu da yapılan kazı çalışmalarında bi şey bulunmuş.
eski anadolu medeniyetlerinin bir çoğunda görülen bir özellik.
bir hükümdarlık nişanesi bir kudret sembolü.
asa ya benzeyen bir aksesuar.
bi çok medeniyet bunu kullanmış.
asanın özelliği üzerinde taşıdığı bir taş.
sadece anadolu medeniyetlerinde rastlanan bir taş.
kp nin anlattığına göre, anadolunun jeolojik oluşuman bağlı oalrak oluşmuş bir maden olduğunu düşünmüşler.
ama bir araştırmacıya verip te inceletmeye cesaret edememişer.
çünkü sadece kralların belli aksesuarlarında bulunurmuş.

yani hakimiyet sembolü asa tac falan değil.

taşmış.

üstün körü anlatmıştı işte...
bende ilk kez orada gördüm. kırmızıdan mora çalan ama inanılmaz bir şekilde ışığı kıran ve parlayan bir taştı.
işte dedi.
bu.
anadolu taşı.
dünyanın en nadir bulunan madeni.
bir gramı için kilolarca elmas az gelir.
(tinttlf ?, 12.06.2012 00:28)

iyi de bana niye taşıttınız bunu madem bu kadar değerli de dedim.
sadece bir defa taşıdın evlat dedi.
diğerlerinde elmas vs. taşıyordun…

o niye amk?

hatırlıyor musun dedi. sana bi tutanak imzalatmıştım.
zarar tutanağı. üzerinde anadolu taşı olan bi parça bulduğumuzu düşün.
bi çok kral mezarında bu bulguya zaten rastladım.
küçücük pir parça.
çıkarılırken düşmüş olabilir öyle değil mi?
ama böyle yapsaydık çok dikkat çekerdi.
bende yerine yine çok değerli başka bir taş koydum.
elmas.
bazen zümrüt…
böylece sadece çıkarılırken veya zamanla toprak altında zarar görmüş olabileceği düşünüldü.

kimse şüphe duymadı...
(tinttlf ?, 12.06.2012 00:29)

neyse biz kp ile olan konuşmaya dönelim:

-ne amcası lan manyak mısın ne amcası ya?

amcan dedi yani safa. sizi hep izledi biliyorum.
babaannen öldüğünde de ordaydı.
o sizi izliyordu ben de onu. seni tanıdığını biliyordum.
çünkü onun eski haline çok benziyordun.
neredeyse 10 yıldır birlikte iş yapmıyorduk.
sebebini sorma.
ama bu iş yapabilecek tek kişi oydu.
alıcıları o ayarlayabilir, malı elden ancak o çıkarabilirdi.
bay x le bir kara verdik.
elimiz de safa ya karşı bir koz olursa, yeniden anlaşma sağlardık.
şantaj olarak algılama.
ama senin oyuna girme zamanın gelmişti.
18. yaş günün yaklaşmasını bekledik.
ve harekete geçtik.

avril için sen kolay bi avdın.
nitekim seni kandırıp eve çağırması zor olmadı.
neyse evlat.
olan oldu.

artık kimse için dönüş yok...
(tinttlf ?, 12.06.2012 00:31)

haklıydı amk.
annemle babam beni hala öss kampına koleje gitti sanıyodu.
sonrasında onlarla da hiç konuşmamıştım...
gizem nerde olduğumu bile bilmiyodu.
ayşenle bağlantım yoktu.
zatan avril de yalanmış.
kimsem yoktu resmen artık.
yapayalnızdım.
hiç bilmediğim bi yerde.
kp ye hiç bişey söylemedim.
ama kararımı vermiştim.
madem çıkamıyordum.
yapıcaktım bu işi.
bütün ağustos ayını dilini bile bilmediğim bi adada tek başıma geçirdim.
bunalmıştım.

1 eylül de ingiltereye uçuyordum.

ilk nakliye için...
(tinttlf ?, 12.06.2012 00:33)

tarihin manidar olması beni rahatsız etmişti.
bildiğim kadarıyla eğer yalan değilse, avrilin doğum günüde gidecektim ingliltereye.
keşke öğrenmemiş olsaydım hiçbir şeyi.
kafam rahat olurdu.
belki bay x te ölmezdi.
gerçi huur çocuğunun bayrak tutanı oymuş.
asıl o sokmuş beni bu işin içine.
acaba vicdan azabı mıydı bana iyi davranmasın sbebi.
öyle idiyse eğer.
şimdi ödeşmiştik.
çünkü belki de benim yüzümden ölmüştü.

önce atina ya ordan da yine uçakla londra ya indim.
sonbaharın ilk günü gelmiş çatmıştı.
bir turist gibi davranıp bindiğim taksiden beni greenwich te bi otele arkaürmesini istedim.
bi kaç burada takılıp güzergahımı belirledim.
istikamet st. james parkı.
buluşacağım adamın resmi zaten vardı.
tanımak zor olmadı.
tıknaz, kıvırcık turuncu saçlı, irlanda asıllı bi adamdı.
kirli sakalı vardı.
yaşını kestiremiyordum.
gittim.
kim olduğumu anladı.
çok konuşmadık.

paketi aldım otele geldim...
(tinttlf ?, 12.06.2012 00:34)

londraya hep gelmek istemişimdir.
gelmişken birkaç vakit geçireyim dedim.
bi pub a gittim.
tek başıma oturuyordm.
oralı olmadığım her halimden belliydi.
barmene seslendim.
bi tane daha aynısından.
cin tekila tonik karışımı içiyordum.
sarhoş olmak istercesine
pervasızca…

iki yan tabureme iki kız oturmuştu.
ingiliz aksanları anlamamı zorlaştırsa da benim bi yabancı olduğumla ilgili bişey konuştuklarına emindim.
çok geçemden biri yanıma gelip merhaba dedi.
(ingilizce tabiî ki amk)
kızlardan biri bi çikolata dükkanında çalışıyomuş.
diğeri öğrenciymiş.
biraz muhabbet ettik.
nerde kaldığımı sordular.
otelde dedim.
biz evde kalıyoruz, istersen gel sabah kadar parti yaparız dediler.
olur dedim.
aslında sarhoştum da bi yandan.
ama yine de gittim.
harbiden de gece 2 den sonra pub dan çıkıp eve gittiğimizde insanlar var.
ilerleyen saatlerde de arttı.
ben parti deyince…
neyse.
amk ingilizleri.
üzerimde paket vardı.
bir riske daha girmek istemedim.
kimseye bişey söylemeden otele gittim.
2 gün daha kendi başıma takıldım.
sıkılmıştım.
gitme vaktiydi.
kp yi aradım.

-nereye geleyim?
(tinttlf ?, 12.06.2012 00:35)

antalya ‘ya gel dedi.
safa yla görüştüm.
bay x in ölümüyle bi ilgisi olmadığına ben inandırdı.
alışverişimize devam edicez.
tamam dedim.
havaalanına gittim.
ancak antalya ya ancak yarın uçak bulabilirdim.
istanbul antalya yapmaktans bir gün daha beklemeye karar verdim.
zaten 10 gündür buradaydım.

bir gün daha beklesem ne çıkardı...
(tinttlf ?, 12.06.2012 00:36)

keşke gitseydim o gün.
ertesi gün hava alanına gittim.
öğleden sonraydı.
saati hatırlamıyorum.
büyük bir kargaşa vardı.
giriş çıkışlar kapatılmıştı.
korktum.
yasa dışı bişey olduğu kesindi.
hedef olmamak için diğer insanlar ne yapıyorsa onu yaptım.
gidip bekleme salonunda oturdum.
neler olduğunu anlamamıştım.
yanımdaki adama sordum.:

-neler oluyor?

-terör dedi. bir terör saygıısı olmuş. tüm giriş çıkışlar kapatıldı.

gibeyim terörünü dedim ya.

kafamı kaldırdım. yukardaki ekranda breaking news veriyodu.
bi uçak bi kuleye çarpıyodu.
vay amk.
dünya ticaret kulelerini yıkmışlardı lan..
üzerimde paketle kapıdan geçmenin riskli oalcağını düşünüp 2. kez havaalanından geri döndüm. başka bi otele gittim.
kp yi aradım. beni buradan al.
sınırdan çıkamıyorum…

o tarihi hiç unutmadım.

11 eylül…
(tinttlf ?, 12.06.2012 00:38)

tıkılıp kalmıştım amk memleketinde.
uzaktan göründüğü gibi değildi.
bi yabancı için son derece kasvetli ve boğucuydu.
kp den haber beklemekten başka çarem yoktu.
çok geçmeden otel odamın telefonu çaldı.
arayan bay x ‘ti.

şaka lan şaka kp di amk.
hazır ol dedi. cardiff’e gidiyosun.
tamam dedim. otelle ilişiğimi kesip yola koyuldum.
otobüsle londradan ayrıldım…

cardiff çok güzel bi şehre benziyordu. bizim izmir gibiydi amk. kp’i aradım.

-geldim. cardiff’teyim.

-başının çaresine bak evlat dedi. benden haber bekle. kaldığın yerin numarasını bana en kısa zamanda ulaştır. ...
(tinttlf ?, 12.06.2012 00:39)

denize nasır küçük bi motel buldum.
daha doğrusu okyanusa nazır demeliyim.
çok güzeldi lan.
ilk defa okyanusa bakıyordum..
bi sigara kırdım…

bi kaç gün sonra haber geldi kp den.
hazırlan dedi.
2 gün sonra limanda seni bi gemi bekliyo olucak.

adı “dağhan”.

isim tanıdık geldi mi binler?
(tinttlf ?, 12.06.2012 00:40)

muğladaki otellerin sahipleri dağhan ve denizhan xxx kardeşler.
deniz yolu taşımacılığı yapıyolarmış.
kuru yük gemileri petrol gemileri...
adamlar büyükmüş amk.
ismi duyduğumda anlamamıştım.
ancak marmaris limanına indiğimde fark edecektim.
(tinttlf ?, 12.06.2012 00:40)

epey uzun bi yolculuktu.
gemide gecem gündüzüme karışmıştı.
ayrıca hastalanmıştım.
kaç gün yol aldık bilmiyorum.
tek hatırladığım türk karasularına girdiğimizde gemide esen bayram havası.
adamlar aylardır memleketlerinden uzakta, benden beter olmuşlar.
limana ayak bastık.
kp bini ordaydı.
yanında dağhan bey.

-paket dedi. paket yanıda mı.

-yanımda tabi amcık dedim. ömrümü verdim. al !!!

-paketi aldı. kontrol etmeden cebine attı. yürü dedi gidiyoruz.

-sen gibtirt git dedim. ben hastayım. önce bi hastaneye sonra da ailemi görmeye gitmeliyim.

sadece acırcasına güldü. yürü dedi. işimiz var.
(tinttlf ?, 12.06.2012 00:41)

bindik bi arabaya.
muğlaya doğru yol aldık.
sürekli öksürüyordum.
iyi hissetmiyodum kendimi.
dağhan otele gittik.
yabancı bi yer değildi.
kp ye dönüp:

-hastayım dedim. kendimi iyi hissetmiyorum…

-sabret dedi. birazdan bi doktor getiririz. bi odaya çıktık. kp paketi açıp baktı. tamam dedi. başka bi paket uzatıp. bunu antalya ya arkaürüyosun.

safa beye…
(tinttlf ?, 12.06.2012 00:42)

bu teslimat, aramızdaki bağı güçlendirip, ona olan bağlılığımızı göstermeli. bi sorun çıkmasın...

hemen mi dedim.

-şimdi çıksan bile geç kalırsın dedi…

tamam dedim. yanıma birini ver. araba kullanacak halim yok.
olmaz dedi. yalnız gideceksin.
mecburdum.
karşı koymaya gücüm kalmamıştı.
ama kızgındımda.
artık kendi topraklarımdaydım.
ve bu ayrıma kp hala varamamıştı.
kafamdan neler geçtiğini bilseydi.
beni orada öldürürdü.
ama öldürmedi.
bunu pahalı ödeyecekti.

bana bi araba verdiler. toyota corolla heatchback. bu modeli hiç görmemiştim. hoşuma gitmişti. bundan bi tane alayım diye geçirdim içimden. 100 km/h ‘i geçmiyodum. sakin sakin sürdüm. denizli yolunun daha sakin olacağını düşünmüştüm. sahil tarafından gitmedim… akşam olmuştu. bi otel buldum.
kp’i aradım.
(tinttlf ?, 12.06.2012 00:44)

-vardım. xxx oteldeyim.

yarın sabah çıkarım.

tamam deyip kapattı.

ertesi gün kahvaltıya indim. doğru düzgün yemek yiyememiştim günlerdir.
bilirsiniz artık tanıdınız beni, kahvaltı yapmazdım.
ama o gün çok açtım.
restaurant bölümüne indim.
karşı masada tanıdık bi yüzün bana baktığını fark ettim.

bu…

ayşendi.

antonyooooo diye seslendi.

şaşırıp şaşırmama konusunda kararsızdım.

çünkü anlamıştım…

benimle gel dedim.

odaya çıktık…
(tinttlf ?, 12.06.2012 00:45)

hayatım nerelerdesin.
sana ulşamıyorm aylardır..
dedi.
kes dedim.
boğazına sarıldım.
kimin köpeğisin sen?

dur dedi ne diyosun.
sakin ol demeye kalmadı.
gurur duymasam da bu yaptığımdan iki tane vurdum.
söyle dedim.
kim.
kim gönderdi seni.

neden bahsettiğini bimiyorum dedikçe vurdum.
düşünün amk.
kız her ne kadar iri yapılı olsa da bende 1.90 ım.
eski basketçiyim.
vurdukça şak diye oturuyodu tokadım.

vurma dedi söyliycem lütfen yapma artık.
suratı acınacak haldeydi.
o esmer teni kızıllıklara boyanmış, yemyeşil zeytin tanesi gözleri yaş dolmuştu:

-kp hoca dedi. o gönderdi...
(tinttlf ?, 12.06.2012 00:46)

lan allahsız kp dedim.
niye amk niye.
ama kız haklıydı.
düşünün.
ayşenle nerde tanıştım.
havuz kenarında…
kim söyledi havuza gitmemi??
kp!!

ikinci karşılaşmamız zaten kazı alanındaydı.
3.ü de adresi ben vermiştim gerçi.
ama bay x demişti.
uzak dur ondan…
işin için karı kız sokmamı istemediği için böyle söyledi diye düşünmüştüm.
bişeyleri biliyomuş.
binin oğlu.

her taku biliyodu aslında ama öldü gitti.
(tinttlf ?, 12.06.2012 00:47)

huur çocuğu kp.
her şeyi o ayarlıyodu.
ona güvenemezdim.
safa ya da gidemezdim.
ne amcasıydı lan.
ne amcası amk.
türk filmi miydi olum bu.
eşek kafam nasılda inandım.
kesin bu da yalandı…
bi çıkar yol bulmalıydım.
birinin yardımına ihtiyacım vardı.

ama kimin??
(tinttlf ?, 12.06.2012 00:48)

hayatımda arkaümü kurtaran iki kişi olmuştu.
biri bay x. diğeri gizem.
bay x öldüğüne göre gizemi aramaktan başka çarem yoktu.
aradım da…
nevşehire gitmiş.
gibindirik bi bölüm okumaya.
ama bunları dinlemeye vaktim yoktu.
çıkmazdayım gizem dedim.
yardım et….
(tinttlf ?, 12.06.2012 00:49)

yarın ordayım dedi.
kapattı.
ulan o değil de elim de nerden baksan yarım milyon dolarlık elmas vardı.
dur dedim gizem gelsin.
onun zekasına güvenirim.
belki bişeyler bulur…
ertesi gün gizem antalyaya indi.
almaya gittim.
otele geri döndük.
oturduk.
yaklaşık 1.5 saat boyunca, ona her şeyi anlattım.
güvenebileceğim tek insan oydu.
tamam dedi.
benim burada üniversite okuyan arkadaşlarım var.
onlarla safa nın yerine yemeğe diye gideriz.
sonra ben bi yolunu bulup safa beyle konuşurum.

olmaz mı?

9 yorum:

  1. Borçlu musunuz? Eğer sağlık maliyetleri veya ödeme borçları veya finansal arıza durumunda nakit yükseltmek gerekiyor mu? Bekleyin! Opsiyon olarak böbreğini satan düşünün. Eğer bugün böbreğini satmak isterseniz. Hemen mesajı bize. Bir böbrek $ 400,000.00US Dolar maksimum miktar için satın alınır. Milli vakıf şu anda sağlıklı böbrek satın alıyor. İsmim Dr.Davidson olduğunu Böbrek Cerrahisi uzman böbrek Milli hospital.im bir Nefroloji duyuyorum ve biz de bir karşılık gelen donör yaşayan alım ve böbreklerde nakli ile anlaşma. Satmadan veya böbreğin e-posta yoluyla bizimle irtibata geçmekten çekinmeyin satın ilgilenen varsa biz vb Hint, Kanada, İngiltere, Türkiye, ABD, Malezya, Güney Afrika ve Nijerya bulunur: jibodspecialisthospital@gmail.com~~dobj, geniune Need Bağışçılar senin cevaplarından bekliyorum .... Saygılarımla….

    YanıtlaSil
  2. Ben Irrua Uzmanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi doktor biri, biz çalışmak ve insan organlarının satın almak için yıl için yeniden başladığını böbrek örneğin nasıl internette reklamı hastane yönetimi tarafından fırsatı verilecek olan ismi ile Dr Rex Kelvin değilim orada dışarıda bu teklifi ilgileniyorsanız, aşağıdaki e-posta adresinden hastane irtibata geçmekte tereddüt etmeyiniz: Eğer zengin olabilir, böylece bizimle irtibata organı (böbrek) satan ilgileniyor musunuz.
    Irrua Uzmanı Öğretim hastane organları Cerrahi uzmanı ve bir donör olarak içinde hiçbir riski yoktur. Ve bu bizim e-posta:
    irruaspecialisthospital20@gmail.com

    YanıtlaSil
  3. Irrua Uzman Hastanesi'ne yardımından dolayı nasıl teşekkür ederim? Fakirdim ve faturalarımı ve borçlarımı ödeyemedim ama internette gezindiğim sırada Irrua Uzman Hastanesi'nin 400.000 dolar için böbreklerinden birini alarak yardım ettiği insanlara tanıklık ettim ve hemen Irrua Uzman Hastanesi ile iletişime geçtim. Bana satmaya razı olduğum sürece böbreğimi alacaklarını söyledi. Bana e-posta yoluyla bir form gönderdiler ve bir bağışçı olarak kayıtlı olduğumu ve 200.000 dolarlık banka hesabımın parçası olarak ödemenin yapıldığı ve ameliyattan sonra 200 bin dolar daha ödediklerini kaydeden banka hesabımda 400.000 dolar oldu. Bir ev aldım ve şimdi ailemle mutlu bir şekilde yaşıyorum. Fakir misiniz ve böbreğinizden birini para için mi satmak istiyorsun? Şimdi Irrua Uzman Hastanesi ile iletişime geçin

    WhatsApp: +15184181390
    E-posta Adresi: irruaspecialisthospital@gmail.com

    YanıtlaSil
  4. Biz Iowa City, Amerika Birleşik Devletleri'nde bulunan Iowa Lutheran Hastanesi temsilcisiyiz, bir kez daha hastalarımız için böbrek almak için buradayız ve onlar kurtarmak için bir böbrek bağışlamak isteyen herkese iyi bir miktar para ödemeyi kabul etmişlerdir. Bir bağışçı olmak ister veya bir Hayatı kurtarmak istiyorsanız, aşağıdaki e-postada bize yazabilirsiniz.

    Bu, sizin için tamamıyla zengin olmanız için bir fırsattır. Bizimle% 100 güvenli işlem garantisi veriyoruz ve garanti ediyoruz, her şey yasalara uyan böbrek donörlerine göre yapılacaktır.
    Artık daha fazla zaman kaybetmeyin, lütfen bize iowalutheranhospital@gmail.com adresinden yazın.
    Ayrıca whatsapp +1 929 281 1248 numaralı telefondan bizi arayabilir veya bizimle iletişime geçebilirsiniz.

    Iowa Lutheran Hastanesi.

    YanıtlaSil
  5. Biz Iowa City, Amerika Birleşik Devletleri'nde bulunan Iowa Lutheran Hastanesi temsilcisiyiz, bir kez daha hastalarımız için böbrek almak için buradayız ve onlar kurtarmak için bir böbrek bağışlamak isteyen herkese iyi bir miktar para ödemeyi kabul etmişlerdir. Bir bağışçı olmak ister veya bir Hayatı kurtarmak istiyorsanız, aşağıdaki e-postada bize yazabilirsiniz.

    Zengin olmanız için bir fırsat budur, güvence altına alır ve size% 100 güvenli işlem garantisi veririz, her şey yol gösterici yasalara göre yapılacaktır.
    Artık daha fazla zaman kaybetmeyin, lütfen bize iowalutheranhospital@gmail.com adresinden yazın.
    Ayrıca whatsapp +1 929 281 1248 numaralı telefondan bizi arayabilir veya bizimle iletişime geçebilirsiniz.

    Iowa Lutheran Hastanesi.

    YanıtlaSil
  6. İsmim Doktor Michael Baldwin, Iowa Lutheran Hastanesi'nin bir temsilcisi, Organ cerrahisinde uzmandırız ve böbreklerin satın alınmasıyla ilgileniriz ve hastamız böbreğe bağış yapmaya karar veren herhangi bir donöre büyük miktarda para ödemeyi kabul etti. onları kurtarın ve Iowa City, ABD'de bulunuyoruz.
    Böbreğinizi satmakla ilgileniyorsanız, lütfen ilerlememiz için bize geri dönmekten çekinmeyin.
    Ve eğer ilgilenirseniz bizim e-postamız: iowalutheranhospital@gmail.com

    YanıtlaSil
  7. Bu, böbrek satmak isteyen herkese açık bir ilan, böbrek nakli ihtiyacı olan hastalarımız var, bu nedenle böbrek satmakla ilgileniyorsanız, lütfen iowalutheranhospital@gmail.com adresindeki e-posta adresimizden bizimle iletişime geçin.
    Ayrıca +1 515 882 1607 numaralı telefondan whatsapp'ı arayabilir veya bize yazabilirsiniz.

    NOT: Güvenliğiniz garanti altındadır ve hastamız, onları kurtarmak için böbrek bağışı yapmayı kabul eden herkese büyük miktarda para ödemeyi kabul etmiştir. Sizden haber almayı umuyoruz, böylece bir hayat kurtarabilirsiniz.

    YanıtlaSil
  8. Bu kamuoyu için bir duyuru, biz böbrek satın almakla ilgileniyoruz ve hastalarımızı kurtarabilmek için farklı böbrek bağışçılarıyla çalışmak istiyoruz, böbrek satmakla ilgileniyorsanız, lütfen bizimle iletişime geçin; hastamıza böbrek bağışı için eşleşme ve her ödülü büyük ödüller bekliyor.
    E-postamızda bize ulaşın: jupitermedicalcentreinc@gmail.com
    veya whatsapp'ta bizimle iletişime geçin: +1 (515) 293-5520

    YanıtlaSil
  9. Bu Mayo Clinic'ten genel bir mesajdır ve böbrek satın almakla ilgileniyoruz, eğer bir böbrek satmak istiyorsanız, lütfen aşağıdaki e-posta adresimizden doğrudan bizimle iletişime geçin.
    mayocareclinic@gmail.com
    Not: Bu güvenli bir işlemdir ve güvenliğiniz garanti edilir.
    Daha fazla bilgi için lütfen bize bir e-posta mesajı gönderin.

    YanıtlaSil